| |||||||||||||||
Anasayfa | Resimler | Videolar | Yazar Ol | Yazar Girişi | Gönder | Facebook'ta Paylaş | Adresi Kaydet | Arama | RSS | |||||||||||||||
HABER ARAGALERİ |
Egenekon'u gerçekten sulandıranlar kim?
Ergenekon soruşturmasını ordu düşmanlığına çevirenler ve hükümet düşmanlarını susturma için kullananlar, aslında Ergenekon soruşturmasını gerçekten sulandıranlar ve soruşturmaya zarar verenlerdir.
Ergenekon soruşturmasını kendilerinin yürüttüğünü düşünenler, soruşturmayı ordu düşmanlığına dönüştürenler, hükümet muhaliflerini susturmak için kullananlar, aslında asırlardır yapılması geren bir temizliğin gerçek sulandırıcılarıdır. HaberTürk yazarı Yiğit Bulut'un aşağıdaki yazısı az ve öz olarak Ergenekon soruşturmasının nasıl sulandırılıp saptırılmaya çalışıldığını anlamamızı sağlıyor. Yandaş medya ve bir kısım gruplar "ergenekon" lafını sakız yapmaktansa "ergenekon"'u kendi ruhlarında, kendi içlerinde arasalar "ergenekon"'u daha çabuk çözerler. İşte HaberTürk'ten Yiğit Bulut'un yazısının bir kısmı: "….Türkiye'de "yıllardır yerleşen ve Türk ordusu dahil birçok dinamiği kendi çıkarları uğruna kullanmayı deneyen yerleşiklerin" yaptıklarının tümüne "Ergenekon" denir. Bu "medyadan-finans sektörüne, askeri birimlerden sağlık personeline" birçok yerde "karşımıza" çıkan "kullanılan-kullananlar" bileşkesinin adıdır. Sağlık Bakanlığı bünyesinde veya medyanın bir kesiminde grup halinde yerleşebileceği gibi TSK'da da kısmi olarak yerleşebilir. Bu "yerleşiklik hali" TSK'nın "kurum olarak" bu yapıyla özdeşleştirilmesini asla ama asla gerektirmez. Tam tersi TSK, bünyesindeki "bu yerleşik yapıyla" yıllardır mücadele etmektedir. Sevgili dostlar, "yerleşik örgütlenme" diyebileceğimiz bu yapının nasıl "korkunç" bir dinamik olduğunu, aynı yoldan geçen İtalya, Yunanistan, hatta Amerika'dan örnekleyebiliriz. Bu konuda yapılmış en iyi araştırmalardan biri, gazeteci Philip Willan'a ait... İtalya'daki "örgütlenmeyi" araştırdı ve "Kuklacılar" isimli kitapta topladı. Kitapta özellikle "askeri kanatta olduğu" sanılan örgütlenmenin özünün "iş dünyasında" olduğu çok açık delillerle ortaya konuyor. Karar vericiler, yani "İtalyan askeri ve polis gücünü kullananlar", asla "askeri üst makamlar" değil. Bir "iş dünyası organizasyonu" şeması altında "kullanan ve kullanılanlar" yerlerini alıyorlar... Sevgili dostlar, bu yazıyı "örgütlenmeyi" TSK bünyesinde "algılayarak" konuyu sorgulayanlara "yol açmak" ve elimden geldiğince gerçeği göstermek için yazdım. "Yerleşik örgütlenme" organizasyonları asla "askeri dinamikler" içinde değil. İtalya'da da değildi, Fransa'da da, Yunanistan'da da... Hemşire, avukat, doktor, öğrenci, basın emekçisi ne kadar kullanılıp alet ediliyorsa, asker ve polis de aynı tuzaklara düşüyor. Sistem Türkiye'de de böyle çalışıyor, hatta Osmanlı'da da böyle çalıştı.
|
YAZARLAREN SON HABERLER |
|||||||||||||
İletişim | Yazar Girişi | Kullanım Şartları ve Gizlilik | Sitene Ekle | |