Hüseyin Çelik TSK'ya öyle bir saldırdı ki, yok böylesi..!

Açıklama: Türkiye'nin Başbakan Yardımcısı bir zamanlar Milli Eğitim Bakanlığı yapmış AKP li Hüseyin Çelik, Türk Ordusuna öyle bir saldırdı ki, böylesi görülmedi.
Kategori: Güncel
Eklenme Tarihi: 01-Aralık-2009
Geçerli Tarih: 29-Mart-2024, 08:05
Site: www.fikriyet.com
URL: Bu konuya http://www.fikriyet.com/anasayfa/haber_detay.asp?haberID=517 adresinden bakabilirsiniz


Türkiye'nin Başbakan Yardımcısı bir zamanlar Milli Eğitim Bakanlığı yapmış AKP li Hüseyin Çelik, Türk Ordusuna öyle bir saldırdı ki, böylesi görülmedi.

 

Böyle bir lafı PKK lı terörist etmedi.

PKK nın elebaşı APO etmedi.

Taraf gazetesi bu kadar cesaret edemedi.

Taraf'ın yazarları bu kadar saldırmadı.

YANDAŞ medyanın neferleri bu kadar şuursuzlaşmadı.

Ama AKP li Hüseyin Çelik bunu yapabildi.

Hem de Başbakan Yardımcısı koltuğunda oturan biri.

 

Konu 1993 yılında terhis olan, sivil kıyafetli erleri taşıyan otobüsün önü PKK militanları tarafından kesilip 33 erin şehit edilmesi olayı ile ilgili.

 

Milliyet’den Mehmet Tezkan’ın yazısına göre Hüseyin Çelik’in lafları şöyle:

 

"AKP Genel Başkan Yardımcısı Çelik, dün öyle bir laf etti ki adrese yollanmış gibi oldu..

Açık açık söylemedi ama sözü oraya getirdi..

 

Çelik, karanlık bir hadisedir, aydınlanacaktır derken Ergenekonculara gönderme yaptı..

Anlattığı şu..

“Hırsızlık vakası yoksa mahalle bekçisi kalır mı? Bekçi akıllıysa menfaati için hırsızların kol gezdiğini yayması lazım. Daha da akıllıysa arada bir, iki kapıyı kendinin yoklaması. Ergenekon budur.”

*

Ardından da 33 erin şehit olmasını örnek göstermiş..

Tüyler ürperten korkunç bir iddia..

Elinde kanıt, belge, bilgi yoksa.. Siyasetten söylemişse.. O da açılım adına PKK’yı aklama, askeri karalama kampanyasına uymuşsa..

Yakıştıramadım..

Bu dedikodu, Türkiye’ye yazık eder..

*

Ama bu ithamı yapacak belgeye, bilgiye ulaşmışsa..

Ulaşmışlarsa..

Hemen açıklamalı..

Su kaldırır bir söz değil..

Ne yani, PKK terörü sürsün diye, mahallenin bekçisi olmayı sürdürelim diye, 33 gencimizi ordunun içinden birileri mi öldürdü?

Korkunç itham..

Doğruysa Türkiye biter..

Veya yenisi kurulur!..”

 

 

hüseyin çelik pkk öcalan

 

1993’te Asayiş Bölge Komutanı olan emekli Org. Necati Özgen Milliyet Gazetesi’nde Fikret Bila’ya bu çok ağır hakaretler için bir açıklama yaptı. İşte o açaıklama:

“İnsafsız ve vicdansız bir iddia”

33 erin şehit edildiği Mayıs 1993’te Asayiş Bölge Komutanı olan emekli Org. Necati Özgen, bu yorum ve imalara çok sert yanıt verdi. Özgen Paşa, şu değerlendirmeyi yaptı:

Bu tür iddialar insafsızlıktır, vicdansızlıktır. Şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak, aziz ruhlarını rahatsız edecek kasıtlı iddialardır. Böyle bir şey düşünülebilir mi? Askerlerimiz bizim çocuklarımız gibidir. Onları şehit vermek, anneleri, babaları kadar bizi üzer. Biz dağlarda birlikte mücadele ettik. Birlikte çatıştık. Dağda birlikte yattık. Her şeyimizi paylaştık. Devletin böyle bir şey yapabileceği nasıl düşünülebilir? Ben bu kadar saçma sapan bir iddia duymadım.”

 

“Sorumluluk bende”

Necati Özgen Paşa, 33 erin şehit edilmesinde taktik sorumluluğun kendisinde olduğunu vurguladı ve olayı şöyle anlattı:

“O olay 24 Mayıs 1993’te oldu. Ben Asayiş Bölge Komutanı’ydım. Eğer komutansanız, kanuni olarak sorumlu olmasınız bile, vicdani olarak sorumluluk sizdedir. Bu olayda da komutan ben olduğuma göre taktik sorumluluk bendedir. Kanuni sorumluluk bende değildir ama taktik sorumluluk bendedir. Bu olayla ilgili ne sorulacaksa ben cevaplamaya hazırım. 33 erimiz 300-400 kişilik bir PKK grubu tarafından şehit edilmiştir.”

 

Operasyon süreci

Emekli Org. Özgen, şöyle devam etti:

“Bir kere PKK’nın ateşi kestiği falan yoktu. Bu yalan. Saldırıları sürüyordu. Bizim de operasyonlarımız sürüyordu. Biz 21-24 Mayıs 1993 tarihleri arasında büyük bir operasyon yaptık. Çatışmalar sürüyordu. 24 Mayıs günü bu konvoyun yolu kesildi ve 33 erimiz şehit edildi. Ben ertesi sabah helikopterle olay yerine indim. Olayı duyar duymaz zaten birliklerimiz erlerimizi şehit eden ve bazı yolcuları da yanında götüren terörist grubu takibe almış. Biz bunları hemen kuşattık. Şiddetli çatışmalar yaşandı. 24-28 Mayıs 1993 tarihleri arasında bu grup ile civardaki diğer terörist gruplarla mücadele ettik. 33 erimizi şehit eden grubu çevirdik. 34 terörist ölü ele geçirildi. 25 personel kurtarıldı. Aynı bölgede Dağlıtepe Tugayı 55 teröristi ölü ele geçirdi. 33 erimizi şehit edenler etkisiz hale getirilmiş oldu.”

 

İhmali olanlar

Özgen Paşa, erlerin sevkiyatında ihmali olan subayların yargılandığını da belirterek, şu bilgiyi verdi:

“Bu olay sevkiyattaki ihmaller sonucu oldu. İhmali görülen subaylar Elazığ Askeri Mahkemesi’nde yargılandı ve bazıları da ceza aldı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş Paşa’ya da sorulabilir. O da, ben de olayın ihmal yönü üzerinde hassasiyetle durduk ve mahkeme görüldü.”

 

“Öküz altında buzağı”

Özgen Paşa, 33 erin şehit edilmesiyle devlet veya Ergenekon arasında bağlantı kurma çabalarını da şöyle değerlendirdi:

“Şimdi bir rüzgâr esiyor, her şeyi Ergenekon’a bağlıyorlar. Bilmem fi tarihinde olmuş bir olayı çıkarıp buna bağlıyorlar. 33 erin şehit edilmesi olayı açıktır. Bir terörist grubun saldırısıdır ve saldırı takip edilmiş, şiddetli çarpışmalar yaşanmış ve etkisiz hale getirilmişlerdir. Bu olayda başka bir şey aramak öküz altında buzağı aramaktır. Şehitlerimize de TSK’ya da hakarettir.” "