Özel ordu kurma fantezisi ve TSK'nın düşünceleri

Açıklama: AKP'nin kurmaya çalıştığı padişah ordusuna AB projesi, ABD projesi diyenler olduğu gibi, tam bir fantezi olduğunu söyleyenler de var. İşte o düşünceler ve konuya TSK'nın yaklaşımı.
Kategori: Güncel
Eklenme Tarihi: 17-Temmuz-2010
Geçerli Tarih: 28-Mart-2024, 18:20
Site: www.fikriyet.com
URL: Bu konuya http://www.fikriyet.com/anasayfa/haber_detay.asp?haberID=652 adresinden bakabilirsiniz


Odatv’de özel ordu kurma fantezisi ile ilgili bir yazı yayınlandı.

Uğur Dündar’ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile yaptığı röportajdan alıntı yapılan yazıda “Demek ki, “devlet aklı”nda bir değişiklik yok ve TSK birilerinin malum “fantezisine” karşı…” cümlesi aslında olayı özetler nitelikteydi.

 

İşte o yazının bir kısmı ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un özel ordu ile ilgi düşünceleri:

 

“Nur topu gibi yeni bir gündem maddemiz oldu. İnşallah şu “özel ordu” işi, “Terörle Mücadele Özel Temsilciliği, üçlü mekanizma, anlık istihbarat, Barzani’yle işbirliği, Mahmur’un kapatılması, PKK’nın sözde liderleri (kendilerinin değil) listelerinin teslimi” gibi oyalamacaları artık yemediğimizin anlaşılmasından sonra bulunmuş yeni bir “fantezi”dir!..

 

Bunun “nedenlerini” anlatmadan önce, sizleri 17 yıl önceye götürmem gerekiyor. “Yeni bir fantezi” dediğime bakmayın, gerçekte bu daha Başbakanlığının ikinci ayında Çiller’e söylettirilmiş bir projeydi. 

 

1993’ün Ağustosu, terörün en azgın günleri… Başbakan Çiller durup dururken, “vahiy” gelmişçesine terörle mücadelede, “özel ordu” fikrini ortaya atar. Dönemin Cumhurbaşkanı Demirel’in haberi bile yok. Ve bakın, bu “vahiy”e nasıl veryansın eder:

 

“Özel ordu teşkil edelim deniliyor. Hangi statü ile özel ordu teşkil edeceksiniz? İşte ordumuz var… Özel ordu kurmak için kanun mu çıkartacaksınız? ‘Efendim bunların eğitimi farklı olacak’… Bu orduya ver o eğitimi. Bu fikri ortaya atanın gerekçesini bilmiyorum. Devletin kurumları var. MGK var. MGK’da böyle bir konu görüşülmedi, gündeme gelmedi. MGK’nda şunlar deniliyor; Özel eğitim verelim… Orduya özel eğitim vermek ayrı bir konu. Ama özel ordu kuralım demek ayrı. Hangi Anayasa’ya dayanarak özel ordu kuracaksınız? Hangi yasaya dayanarak özel ordu kuracaksınız? Bunun yetkileri ne olacak? Kıyafeti ne olacak? Özel ordu demek, ‘devlet bu işi yapamadı, bazı kimseler ordu kurup, bu işi halletsin’ demektir. 120 bin kişiyle yapamadığımız işi 3 bin kişiyle mi yapacaksınız? Böyle şey olmaz. Kanun ve nizamlara bağlı olmayan özel güvenlik gücü olmaz. Sonra Çerkez Ethem’ler çıkar ortaya. Yeniçeri olayları, Nizam-ı Cedid bunlar hep yaşanmış. Yozgat’taki isyan bastırılamayınca, Çerkez Ethem’e müracaat edilmiştir. Ama sonra bu adam Ankara Garı’nda Atatürk’ü öldürür diye kuşkuya düşülmüştür. Her şeyi normal düzen içinde çözmek gerekir. Türkiye’nin sorunları mucize ile çözülmez. Böyle bir bekleyişle hiçbir yere varamazsınız.” (Milliyet-14 Ağustos 1993)

 

…………

 

 

Demek ki, “devlet aklı”nda bir değişiklik yok ve TSK birilerinin malum “fantezisine” karşı…

 

YEMEN TÜRKÜSÜNÜN “ÇAĞDAŞLAŞTIRILMASI”

 

İktidarın, “profesyonel ordu” derken, farklı niyetler taşıdığını nereden anlıyoruz?

 

Öncelikle Başbakan Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ile görüşmesinde söylediği öne sürülen şu sözlerden:

 

“Gencecik askerler şehit olunca, memlekette infial yaşanıyor. Paralı askerler ise ölümle karşılaşacağını bilerek, görev yapacak…” 

 

Bunun Türkçesi nedir?

 

İktidarın amacının, terörle mücadele değil, milletin şehit cenazeleri karşısındaki infialini önlemek olduğunun itirafıdır…

 

Doğu-Güneydoğu’ya sadece “para için veya gönüllü ölmek isteyen” gideceğinden, vicdani redde kademeli geçiş (Paraya ihtiyacı olmayan Egemen Bağış veya Ümit Boyner’in çocukları böylece risksiz yerde askerlik yapacak) demektir.  

 

Yemen Türküsü’nün “Zenginimiz bedel verir, askerimiz fakirdendir… Şol Yemen’de can verenler, biri Memet, biri Memiş” mısralarının “çağdaş” versiyonlarının yazılmasıdır!..

 

“BENİM ORDUM”

 

AKP’nin “niyetini” gösteren bir başka tartışma şu;

 

Başbakan Erdoğan, bu “özel ordu”nun “mevcut bünye” içinde yer alacağını açıkladıysa da birileri, “Erdoğan’ın, özel ordunun kendisine mi, Emniyet’e mi bağlı olacağına henüz karar vermediğini” söylüyor… Demek ki;

 

Gerçekte TSK dışında bir yapılanma düşünülüyor… Yani, “Benim Bakanım, benim Milletvekilim benim Valim, benim Belediye Başkanım, benim yargım”dan sonra sıra, “Benim ordum”a geliyor...

 

Demirel’in söylediği gibi, “Devlet bu işi yapamadı. Bazı kimseler ordu kurup, bu işi halletsin” deniliyor…

 

Başbuğ’un söylediği gibi, “Ordu ile Millet arasındaki bağ kopartılmak” isteniyor…

 

Köy koruculuğunun kaldırılması ve TSK’nın sınırlarımızdan resmen çekilmesi planlanıyor… (Başbuğ, Uğur Dündar’a, “PKK’ya en birinci hedefiniz nedir, dile benden ne dilersen dense, köy koruculuğunun kaldırılmasını ister” dedi. Sadece PKK mı? Sözüm ona “Medeniyet projemiz” AB’nin yıllardır önümüze koyduğu listenin en başında da köy koruculuğunun kaldırılması var. Sınırlarımızın profesyonel güçlere devri de Brüksel projesi olduğuna göre, AB’nin iki dayatması birden karşılanmış olacak)  

 

Ve dahi askerin, “PKK’ya karşı operasyonların minimize edilmesi”nin veya PKK’lıları gördüğünde, “Hayırlı işler” demesinin önü açılıyor!..

 

SOROS ORDUSU

 

AKP’nin iki numaralı ismi Hüseyin Çelik’in, “Özel ordu, sarkık bıyıklı olmayacak” sözünü neye yoralım? Bildiğimiz kadarıyla, “sarkık bıyık” TSK’dan ziyade, özel harekat polislerinde yaygın. 

 

Çelik’in bu tarifinden, “özel ordu”nun “badem bıyıklı veya Amerikan tıraşlılardan” oluşacağı gibi bir sonuç çıkaralım mı?!.. 

 

Hemen buradan, İstanbul İl Başkanlığı döneminde Erdoğan’ın “resmi”, şimdilerde “fahri” danışmanlığını yapan Gazeteci Mehmet Metiner’in bir önerisine geçelim. Metiner, “Profesyonel ordu”yu desteklerken, “Ordu, iç güvenlikten çekilmeli” diyor.

 

Eeee, “dış politika” konularında görüş açıklaması bile yasaklanan TSK, “iç güvenlikten” de çekilirse, ne işe yarayacak?

 

Dünyanın para sihirbazı, “renkli devrimlerin” finansörü Soros’un, “En iyi ihraç ürününüz askeriniz” sözünü hatırladınız mı?

 

Demek ki, “özel ordu” kurulduktan sonra TSK, o “işlere” yarayacak!..”

 

 

Uğur Dündar’ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile yaptığı röportajda geçen ve Orgeneral İlker Başbuğ’un özel ordu ile ilgili düşüncelerini açıkladığı bölüm:

 

15:00 dk’dan itibaren.

 

 
 

 
 
Facebook'ta Paylaş
 

 

      Uğur DÜNDAR : Sayın Genelkurmay Başkanı son dönemin tartışma konularından biri de kısa süreli eğitimler gören erlerin ve erbaşların sınır boylarında özellikle kritik bölgelerde terörle mücadelede kullanılmalarının olumlu sonuç vermediği, bunların şehit sayısını arttırdığı ve üç ayda bir değişen birliklerle bu mücadelenin sağlıklı bir şekilde yürütülemeyeceği, dolayısıyla terörle mücadeleyi profesyonel askerlerin üslenmesi gerektiği konusunda bir tartışma sürüyor. Siz de geçenlerde yaptığınız bir açıklamada bir gazeteciye yaptığınız sohbette biz galiba profesyonel ordu konusunda düşüncelerimizi ya tam olarak anlatamıyoruz ya da bazıları anlamak istemiyor demişsiniz. Nedir tam anlamıyla anlaşılmak durumunda olan gerçek?

 

       Orgeneral İlker BAŞBUĞ : Bu sorunuz için de teşekkür ediyorum Sayın Dündar. Çünkü hakikaten burada bizim de belki anlatımda eksikliğimiz olabilir. Şöyle ifade edeyim bir kere yani şimdi Türk Silahlı Kuvvetleri’nde profesyonelleşme deyince ne anlayacağız. Herhalde bu noktadan hareket etmemiz doğru. Şimdi Türk Silahlı Kuvvetleri’nde profesyonelleşme deyince zaten subay profesyonel astsubayınız bir meslek ama biz meslek olarak kabul etmiyoruz. Onu da düzelttim. Çünkü biz hakikaten askerliği bir yaşam tarzı olarak kabul ediyoruz. O da ayrı bir konu ama elbette profesyonel bir meslektir, yani ne demek profesyonel meslek? Yani neticede yaptığınız iş için bir maddi

 

 

      Uğur DÜNDAR : Karşılık alıyorsunuz.

 

 

      Orgeneral İlker BAŞBUĞ : Karşılık alıyorsunuz. Yeri gelmişken onu da ifade edeyim. Bu meslekte bu yaşam tarzında her şeyi siz maddiyatla ölçerseniz bu meslek niteliğini özellikle Türk Ordusu niteliğini kaybeder ben ona da karşıyım.

 

 

      Uğur DÜNDAR : Yani Gediktepe’de verilen o kahramanca mücadelenin karşılığını hiçbir parayla izah edemezsiniz.

 

 

     Orgeneral İlker BAŞBUĞ : Hayır ölçemeyiz, şimdi peki nedir bu profesyonel, ne anlayacağız? Şimdi bu profesyonellik deyince anlaşılması gereken konu şu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde erbaş ve er olarak askerlik hizmetini yapan Mehmetçiklerimiz var. Mecburi askerlik var ve elbette bir kısmı ne yapıyor bu görevlerini erbaş ve er olarak yapıyor. Yani kıta çavuşu, kıta onbaşısı, kıta eri dediğimiz grup. Ne kadar bunlar Türk Silahlı Kuvvetleri’nde, yanılmıyorsam 430 bin civarında toplam. Şimdi biz yani Silahlı Kuvvetleri 1980’lerin ortasından itibaren ben öyle hatırlıyorum bu kıta çavuşu, onbaşısı özellikle bunların bir kısmını uzmanlaştırma uzman personele çevirmek için 1980’lerin yanılmıyorsam 80’lerin ortasında başladık. Özellikle tank şoförleri gibi kritik görevde olanları. Bu proje yani bir noktada profesyonelleşme demek ki 80’li yılların ortasında başlamış. Bu profesyonelleşme adı altında almış olduğumuz kişilere ise biz ne diyoruz? Uzman Çavuş. Şu anda ne kadar uzman çavuşumuz var diye sorarsanız Silahlı Kuvvetlerde, 60 bine yakın Uzman Çavuş var. Bunların bir kısmı Güneydoğu’da bir kısmı Batı’daki birliklerde. Şimdi özellikle iki yıl evvel dedik ki terörle mücadelede teröristlerle en yakın temasta bulunacak birlikler nelerdir? Komando Tugaylarımız. Kara Kuvvetlerinin beş tugayı var, Jandarma Genel Komutanlığı’nın bir tugayı var. Dedik ki bu beş tugayı artı jandarmayla altı, tamamen bunları Uzman Erbaşlarla teçhiz edelim orada kıta çavuşu yani mecburi askerlik kapsamında askere gelen personel bulunmaz. Ne zaman başladık, 2008’de başladık ve bu noktaya getirebilmemiz için bu beş tugayı bizim yaklaşık beş bin civarında hatta altı bin civarında komando uzman çavuşa ihtiyacımız vardı. Tabi Komando Uzman Çavuşu da hemen bulamazsınız yani her önünüze geleni efendim alın Komando Uzman yapın mümkün değil. Fiziki yetenek, sağlık vesaire. Şimdi biz bu projeyi bitirdik. Bunu bir kere herkes doğru anlasın. Ağustos işte önümüzdeki bir ay kaldı. Ağustos ayının sonunda altı komando tugayımız da muharip unsurlar olarak esas teröristle mücadele edecek artık kıta erbaş onbaşısı falan kalmayacak hepsi uzman. Bu bitiyor, birinci konu bu. Bunu belki net anlatamıyoruz. Ondan sonra bu projeyi tamamladık bitiyor dedik ki acaba özellikle iç güvenlik harekâtında bu uzmanlaşma konusuna devam edelim. Önceliği nereye verelim? Baktık, değerlendirdik son gelişmeler dedik ki sınır birliklerimiz var. O halde ikinci ana proje olarak sınır birlikleri ile başlayalım uzmanlaştırmaya. Onunda hesabını yaptık. Tabi yalnız Irak hududuna öncelik verdik. Irak hududundaki sınır birliklerinin uzmanlaşması için yani tam uzman personelle teçhiz edilmesi, donatılması için ise yaklaşık 10 bin üzerinde uzmana ihtiyacımız var. Şimdi bununla ilgili bir kanun çıkacak onların hazırlığına girdik ve bu tabi bir temin programı çerçevesinde bu da hemen bir yılda belki olabilecek bir süreç alacak ama mümkün olduğu kadar kısa süreçte bunu tamamlamaya çalışıyoruz. Dolayısıyla bu proje de tamamlandıktan sonra özellikle komando tugaylarımız artı sınır birliklerimiz profesyonelleşmiş olacak o anlamda. Yani orada artık mecburi askerlik olarak askerliğini çavuş, onbaşı er olarak yapacak personelimiz orada görev almayacak. Bizim şimdi profesyonelleşmeden kastettiğimiz bu. Ama şimdi yeri gelmişken bir noktayı daha ifade etmemiz lazım. Bakın ben bir rakam verdim. Dedim ki, Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki toplam erbaş ve er mevcudu 430 binler civarında. Şimdi bir bazen bazıları bunu yanlış değerlendiriyor. Yani Türkiye Cumhuriyeti kalksın Türk Silahlı Kuvvetlerinin tümünü yani bu 430 bin erbaş ve eri profesyonel uzman haline getirsin. Hem doğru değil bakın bunu iyi anlayalım doğru değil. Artı mümkün de değil. Niye doğru değil? Türkiye’de askerlik mesleği askerlik bir vatan borcu. Türk Ordusu’nun esas bel kemiğini Mehmetçik oluşturuyor. Biz Mehmetçik’in yerini hiçbir şeyle dolduramayız. Bugün dünyada yabancı kime sorsanız Türk Ordusu deyince size kimi söyleyecek?

 

 

 

      Uğur DÜNDAR : Mehmetçik.

 

 

 

      Orgeneral İlker BAŞBUĞ : Mehmetçik. Bizim en büyük gücümüz. Şimdi Türk Ordusu’nu Türk Ordusu yapan, artı ordu ile milleti birleştiren entegre eden askerlik. Dünyanın neresinde var askere davul ve zurna ile gönderilen nerede var? Şimdi siz eğer bu sistemle oynamaya kalkarsanız bu fevkalade yanlış ve kesinlikle katılmıyorum. Doğru olmaz. Bu bizim tarihi devlet asker millet ananemizi kökten sarsar ve samimi olarak söylüyorum Ordu ile Millet arasındaki bağı da kopartır. Ben böyle bir şeyin bir kere prensip olarak doğru olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. İki, bunu maddeten de bütçeyle de karşılamanız hayali olur. Ama bu demek değil ki Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu 400 bin içinde gerçekten uzman personelle doldurulması gereken görevlerin ki öncelikle terörle mücadele alanına bakmamız lazım. Çünkü orada önemli bu konu, onlar üzerine elbette çalışmalıyız. İşte önümüzdeki sınır güvenliği hudut birliklerini bitirdikten sonra diğer birliklere atlayabilir miyiz, bir bölümüne atlayalım elbette bu doğru ama Silahlı Kuvvetlerin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin tümünün profesyonel yani Mehmetçiğin ortadan kaldırılmasını kimsenin ne yüreği ne vicdanı kabul eder. Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Komando birliklerindeki uzmanlaşma doğrudur. Başta bizim burada bazı tereddütler oldu ama en son Sarıyaprak’ta Komando Bölük Komutanı’nın Yüzbaşı Hakan’ın söylediği çok önemli belki o da basında çıktı mı bilmiyorum dedi ki “Komutanım dedi uzmanlaşmanın faydasını ben burada gördüm.” dedi. “Görüyoruz” dedi. O birlikler için elzemdir, hudut birliklerimiz için elzemdir, bazı kritik görevler için elzemdir. Örneğin, efendim bir milyon dolarlık veya rakamı yanlış söylemeyeyim çok değerli bir aracı, tankı bırakıyorsunuz tank şoförüne. Tank şoförünün belirli eğitim süreci yani çok ciddi, onları tabi ki profesyonelleştirelim. Ama Mehmetçik bizim her şeyimiz.

 

 

gareth