fikriyet
  Anasayfa | Resimler | Videolar | Yazar Ol | Yazar Girişi | Gönder | Facebook'ta Paylaş | adresi kaydet  Adresi Kaydet | Arama | RSS RSS

KATEGORİLER

  | kapat

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HABER ARA


Gelişmiş Arama

Bursa'da 19 işçiyi, İstanbul'da 7 kadını kim öldürdü

Kategori  Kategori: Güncel Yorumlar  Yorum Sayısı : 3 Tarih  Tarih : 14-Aralık-2009, 23:25   : 2717
Fazıl Kara
Yazar: Fazıl Kara
Bursa'da 19 işçiyi, İstanbul'da 7 kadını kim öldürdü

Bursa'nın Mustafakemalpaşa İlçesi'nde maden ocağında patlama sonucu 19 işçi hayatını kaybetmişti.Bu olay ile İstanbul'da sel felaketinde vefat eden 7 kadın işçi olayı arasında çok büyük benzerlik var.

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

10 Aralık 2009’da Bursa’nın Mustafakemalpaşa İlçesi’nde maden ocağında patlama sonucu 19 işçi hayatını kaybetmişti.

 

Patlamanın sebebi gaz kontrolü gibi gerekli denetimlerin ve iş güvenliği kontrollerinin yapılmaması.

İşçilerin çok kötü ve kontrolsüz koşullarda çalıştırılması.

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın maalesef bu olayda hiç sesini duyamadık.

Kömür enerji ile ilgili olduğu için, Enerji Bakanı konuştu. Aslında bu bile hükümetin olaya bakışını anlatmaya yetiyor..!

 

Bu olay ile İstanbul'da sel felaketinde kapalı servis içinde insanlık dışı taşıma yöntemi  sonucu vefat eden 7 kadın işçi olayı arasında çok büyük benzerlik var.

 

Aslında sebep aynı: İNSAN DEĞER VERMEMEK, İHMAL ve DENETİM YETERSİZLİĞi.

 

9 Eylül 2009 tarihinde İstanbul'da sel felaketinde kapalı servis içinde insanlık dışı taşıma yöntemi ile taşınan  7 kadın işçi vefat etmişti.

Hiç bir yerin gözükmediği, her tarafı kapalı serviste 7 kadın işçi içeri dolan sel suları ile boğularak vefat etmişti.

İşçilerin insanlık dışı yöntemlerle taşınması organize sanayi bölgelerinde, fabrika olan yerleşim yerlerinde çok yaygın.  Ancak Çalışma Bakanlığı bu konuda gerekli denetimleri yapmıyor.

 

 

Sel felaketinde insanlık dışı taşıma yöntemi sonucu vefat eden 7 kadın işçimizden sonra her şey yine eskisi gibi kaldığı yerden deva etti.. Şimdi İstanbul’un, İzmir’in göbeğinde sabah ve akşam saatlerinde yolda bekleseniz, kurbanlık taşır gibi işçi servislerini görebilirsiniz.

 

Ta ki 7-8 kişi daha kapalı kutu içinde başka bir olayda vefat edinceye kadar.

Sonra biraz daha konuşulur, Bakan Bey’ler çıkar demeç verir; “gereği yapılacak,sorumlular en ağı şekilde cezalandırılacak” der, servis şöförü kurban seçilir ve olay yine unutulur gider.

Başka ülkelerde bu tip olaylar Bakan-Başbakan istifa ettir, bizde ise Bakan Bey olayda hiç sorumluluğu yokmuş gibi pişkince konuşur.

 

Aslında buna benzer iş kazaları ve ihmaller sonucu her gün vefat eden ve yaralanan işçilerimiz var. Sadece sayı fazla olduğunda ses getiriyor ve gündem oluşturuyor.

 

Bütün bunların sebebi İNSAN DEĞER VERMEMEK , İHMAL ve DENETİM YETERSİZLİĞi.

 

bursa maden işçileri

Madende vefat eden işçilerin çocuklarının feryatları, veya serviste vefat eden kadınların ailelerinin çektiği acılar, kocalarını kaybeden kadıların düştüğü acı durum maalesef iki üç gün sonra unutulup gidiyor.

 

Para hırslı aç gözlü patronların siyasiler yanındaki itibarı ve değeri, gariban ve yoksul halkın can sağlığı ve yaşama savaşı yanında maalesef daha önemli oluyor.

 

Patronlar, müteahhitler, ağalar maalesef  işçilerden, çocuklarından, kadınlardan, yoksul halktan daha çok itibar görüyor.

 

Lafla, demagoji ile halkın yanında gibi gözükenlerin, gerçekte ne kadar halktan yana oldukları bu olaylarla halkın aklına kazınıyor.

 

Bursa’da 19 işçini vefat ettiği olayı da yavaş yavaş unutmaya başladık.

Umarız bu denetimsizliği, ihmali, işçilerin çalışma koşulları ve iş güvenliği ile ilgili yaptırımları, tekrar bir 10-15 kişi daha vefat edince konuşmak zorunda kalmayız.

 

10-15 kişi vefat ettikten sonra mı denetimler yapılacak, sorumlular cezalandırılacak.

 

Verilen hangi ceza o çocukların babasız kalmasını önleyebilecek, ölen vatandaşlarımızı geri getirebilecek..!

 

İstanbul’da selde vefat eden kadınlarla ilgili haber için bakabilirsiniz:

http://www.fikriyet.com/anasayfa/haber_detay.asp?haberID=466

 
 
 
Facebook'ta Paylaş
 
 
Yorum Yaz
Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Arkadaşlarına Gönder | Yorum Yaz Yorum Yaz | Facebook'ta Paylaş |

Bu habere toplam 3 yorum yazılmıştır.

remzi [ 14-Aralık-2009, 23:49 ]
Bükköy Madencilik'in patorunu Nurullah Ercan daha önce de 7 işçinin ölümüne sebep olmuşsa, ve çok usulsüz işleri varsa bu adam niye geziyor. Bu adamı da tuıtuklayın. İşçinin, mühendisin günahı ne?
Yoksa AKP li mi bu adam?
madenci [ 14-Aralık-2009, 23:42 ]
Bu isme dikkat: Nurullah Ercan.
"Yaklaşık 2000 işçinin çalıştığı Bolu/Mengen Gökçesu havzasında üretilen linyit kömürü ülkenin en kaliteli kömürü olarak kabul edilirken, ocaklarda olumsuz çalışma koşulları ve kayıt dışılık egemendir.

Gelir vergisinden muaf olan yeraltı işçisinin eline ayda yaklaşık 250 milyon lira para geçmektedir. Yasalarda 7,5 saat olarak görülen günlük çalışma süresi buradaki ocaklarda uygulanmamaktadır. İşveren ve temsilcileri ekiplere 4-6 sarma yapmadan çıkmayacaksınız dediklerinde bunun karşılığı asgari 10-12 saatlik bir çalışma olurken fazla çalışma ücreti ise ödenmemektedir.

Çalışanların SSK primleri gerçek çalışma süresi üzerinden değil, düşük süreler (yılda en fazla 250 gün) üzerinden yatırılmaktadır. İşçilere hizmet sözleşmesi imzalatılmakta, onların bilgileri ve rızaları dışında sık sık işe giriş-çıkış işlemleri yapılmakta, bir çalışma yılını doldurmadıkları ileri sürülerek işçilere yıllık ücretli izin verilmemektedir. Çalışanlara işverenler tarafından iş elbisesi ve koruyucu malzeme verilmediği gibi üretimde kullandığı kazmanın sapı dahi işçilere aldırılmaktadır.

İşyerlerinde işyeri hekimi bulundurulmamakta, ocaklarda sık sık meydana gelen ölümcül iş kazalarından, grizu ve göçüklerden (19 kasım 2000'de Nurullah Ercan'a ait Kayaaltı linyit ocağında meydana gelen iş kazası sonucu 7 işçi can vermişti) sonra ise, yasal sorumluluktan kurtulmak için işyeri hekimi varmış gibi sahte rapor ve belgeler düzenlenmektedir.

Gerek TKİ'den rodövansla kiralanan sahalardan, gerekse mülkiyeti şirketlere ait olan sahalardan çıkan linyitin gerçek üretim ve satış miktarı bilinmemekte, denetimin yetersizliği bu havzada her yıl trilyonlarca vergi kaybına neden olmaktadır.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) müfettişlerinin ocakları denetimleri açısından da durum iç açıcı değildir. Yıllardır aynı havzada çalışan ve daha önce müfettişleri ocaklarda sadece iş kazaları sonrası gören işçiler, Dev.Maden-Sen'in ısrarlı takibi sonrasında, olması gereken denetime şimdi tanık olmaktadırlar. İşçi Sağlığı ile ilgili yasa, tüzük ve yönetmeliklerin geçerli olmadığı ocaklarda, İş Güvenliği de tamamen işverenlerin insiyatifine terkedilmiştir.

Gökçesu Beldesi'nde Nurullah ERCAN'ın sahibi olduğu Bükköy Madencilik A.Ş., Arafa Madencilik Ltd. Şti., Üçpınar Madencilik Ltd. Şti. ve Kuzey Anadolu Madencilik A.Ş'ne ait linyit sahaları ve ocakları bulunmaktadır. Bunlar içinde Kuzey Anadolu Madencilik A.Ş'nin üretim yaptığı sahalar TKİ'den rodövans usulü kiralanmış, diğer sahaların ise TKİ'den mülkiyeti satın alınmıştır. İşveren, kendi sahasında bulunan ocaklarda üretimi daha çok taşeronlar aracılığıyla yapmaktadır. Kimi zaman işverene ait farklı farklı şirketler, kimi zaman da, evrak üzerinde, ocaklarda çalışan işçiler taşeron olarak görünmektedir. "
http://www.devmadensen.org/etkinlik/gokcesu/gokcesu.html
cinayet bu [ 14-Aralık-2009, 23:35 ]
TMMOB Başkanı demiş ki:"....Hemen hemen bütün sektörlerde yıllardır Tuzla gemi tersanelerinde, maden sektöründe yaşananlar siyasi iktidarların aymazlığını da göstermektedir. Sistemde sorun var ve bu sistem sorunu böyle giderse ülkemizdeki iş cinayetlerinin gelişerek gideceğini düşünüyorum.''

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.

Güncel

En Çok Okunan Haberler

İletişim | Yazar Girişi | Kullanım Şartları ve Gizlilik | Sitene Ekle |