fikriyet
  Anasayfa | Resimler | Videolar | Yazar Ol | Yazar Girişi | Gönder | Facebook'ta Paylaş | adresi kaydet  Adresi Kaydet | Arama | RSS RSS

KATEGORİLER

  | kapat

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HABER ARA


Gelişmiş Arama

Bülent Arınç'a "Teneke Suikast"

Kategori  Kategori: Güncel Yorumlar  Yorum Sayısı : 1 Tarih  Tarih : 24-Aralık-2009, 23:00   : 2249
Fazıl Kara
Yazar: Fazıl Kara
Bülent Arınç'a

Bülent Arınç'a sözde suikast olayında "köstebek kollama" ve istihbarat literatüründe geçen "Teneke Suikast" ihtimali konuşuluyor.

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Bülent Arınç’a sözde suikast olayının neyin nesi olduğu netleşir mi bilinmez ama bu tuhaf olayla daha şimdiden iki önemli sonuca ulaşıldığı anlaşılıyor.

1-TSK’ya  rutin aralıklarla ve medya üzerinden yapılan asimetrik psikolojik harekatın biri daha gerçekleştirilmiş oldu. (Hep kağıt parçası ile olacak değil ya..!)

2-Bu olay ile AKP ve Bülent Arınç aşağıdaki satırlarda açıklandığı gibi masum rollerine bürünmüş oluyor. Reşadiye olayları üzerine yaptıkları kabul edilemez açıklamaları ile iyice yıpranan AKP’liler, o kötü havayı dağıttıkları gibi masum rollerine de büründüler.

 

Kağıt parçası ve ihbar mektuplarındaki gaiplik gibi bu olayın da aydınlatılamayan yönleri ile unutulup gideceğini söyleyebiliriz. Aynı amaca hizmet eden bu olayların akibeti böyle oluyor genelde. Faili meçhul olaylar…

 

Genelkurmay’ın açıklamasında dikkatle düşünülmesi gereken bir nokta ise 19 Aralıkta olan olay, 21 Aralıkta medyada yer alıyor ve sadece bazı makamlarda bulunan detaylarıyla medyada yer alıyor. İşte o açıklamanın bir kısmı:

 

“1.   19 Aralık Cumartesi günü, Ankara Emniyet Müdürlüğüne bağlı polisler, Cumhuriyet Savcısının talimatıyla, kamuoyuna yansıyan bir olaya el koymuş olup, olay halen Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma safhasındadır.

 

2.   Soruşturmaların gizliliği bir hukuk kuralıdır. Ancak, maalesef son zamanlarda yaşanan bazı olaylar, bu hukuk ilkesinin ülkemizde geçerliliğini büyük ölçüde yitirdiğini göstermektedir.

 

      Bu olayda da, olaya ilişkin detaylar büyük ölçüde 21 Aralık 2009 tarihinden itibaren medyada yer almaya başlamıştır.

 

      Olayın genel hatlarıyla medyada yer almasıyla, olayın sadece bazı makamlarda bulunan detaylarıyla, yorum ve değerlendirmelerle medyada yer alması farklı bir husustur.”

 

Odatv’nin haberine göre, Türkiye'de suikast konularını araştırmış yazmış nadir gazetecilerden biri olan Gazeteci-Yazar Atilla Akar ise olayı çok tuhaf bulmakla birlikte istihbarat literatüründe geçen “Teneke Suikast”  olarak adlandırılabileceğini belirtiyor.

 

Atilla Akar’ın daha da çarpıcı tespiti ise, TSK’dan bilgi sızdıran personel, koruma amaçlı olarak “Arınç’a karşı suikast” söylemiyle perdelendi.

 

İşte Atilla Akar’ın o yazısının bir kısmı:

“Dünya ve Türkiye tarihinde olmuş bütün suikastları ve girişimlerini incelemiş, bu konuda iki de kitabı olan bir yazar olarak söylüyorum; Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç’a yönelik olduğu söylenen suikast iddiası türünden “acayip” bir olayı ilk defa görüyorum. Bana göre dile getirilen iddiaların bazı açılardan oldukça “kafa karıştırıcı” yönleri mevcut. Gene de iddia vahimdir ve üzerinde “çok yönlü” olarak düşünülmelidir.

 

Daha doğrusu suikastlar tarihinde ve istihbarat literatüründe böyle bir kavram mevcuttur ve daha ziyade sanki onu andırıyor gibidir. Bu kavram “Teneke Suikast”tır. (Teneke Suikast: çeşitli siyasi hesaplarla gerçekte yapılmamış ama yapılmış yahut yapılacakmış gibi gösterilen suikasttır. Daha doğrusu gerçek suikasttan ziyade suikastın “şov”udur. Örneğin geçmişte François Mitterand’ın kendisini yeniden siyaseten parlatmak ve gündeme oturtmak için böylesi bir “düzmece suikast” tertiplettiği söylenir.) Meraklı okurlarıma bu konuda Bernard Thomas’ın -kitapçılarda değil ama sahaflarda bulabilecekleri- “Tarih Boyunca Polis Kışkırtmaları” (Koza Yayınları. 1975) başlıklı eserini okumalarını tavsiye ederim.

 

Ancak konuya girmeden önce önemle belirteyim; burada Bülent Arınç’ın kendi kendine olmayan bir suikast girişimi tertiplettirdiğini yahut bu imajı yarattığını iddia edecek değilim.

Fakat burada bazı “güçler” Bülent Arınç üzerinden, Arınç’ı da içerir bir şekilde (Ki, AK Parti içine ordu karşıtı beyanlarıyla en çok öne çıkan isim o olduğu için seçilmiş olabilir) bir “senaryo” hazırlamış ve uygulamış olabilirler. Muhtemelen buna “servis” edilme biçimine bağlı olarak Bülent Arınç’da inandırılmış olmalı ki, o günden beri adeta bağırıp duruyor.

 

Hatta böylesi muhtemel bir “suni suikast”ın “ikili” bir amacı bile olabilir. Hem Arınç üzerinden orduyu zorda bırakacak fiili bir “durum” yaratmak hem de Arınç’a bir “dolaylı gözdağı” verilerek ona muhtemel bazı konulardaki ittifaklarından “geri adımlar” attırmak.

 

Nitekim son Genelkurmay Başkanlığı açıklaması bu konuda bize bazı ipuçları sunmaktadır. Buna göre; “Söz konusu askeri personel, uzun süredir devam eden, kastedilen bölgeye yakın bir yerde oturan ve bilgi sızdırdığı iddia edilen bir askeri personel hakkında bilgi toplamak üzere görevlendirilmişlerdir.” denilmektedir.

 

O halde akla şu soru gelmektedir; Acaba bu “operasyon” bir “karşı-operasyon” olabilir mi? Yani ki “bilgi sızdırdığı iddia edilen bir askeri personel”i (Nereye ve kimlere sorusuyla birlikte) “koruma” amaçlı yapılmış olabilir mi? Böylelikle bir tür “misilleme” yapılmış ama bu misilleme “Arınç’a karşı suikast” söylemiyle mi perdelenmiştir? Bu noktada Bülent Arınç’ın adı kullanılıp boş yere paniğe mi sevk edilmiştir? Böylelikle zaten süren psikolojik savaşa bir de “suikast senaryosu” argümanı mı eklenmiştir

 

 

Hürriyet Gazetesi’nden Metehan Demir ise TSK’dan bilgi sızdıran personelle ilgili bazı ilginç detaylar veriyor:

 

“Ankara’daki önemli duyumlardan biri, o iki subayın izlediği evde birden fazla askeri hatta üstü düzey bazı personelin de takip edildiği yönünde. Hassas iddialar bu kadarla da değil. Yani, sadece o ev değil, Ankara’da ve hatta yurdun çeşitli yerlerinde takip edilen şüpheli köstebeklerin olabileceği konuşuluyor. Ancak, bu tip bir takip operasyonunun medyada duyurulması yalnızca bu operasyon değil, diğer tüm takip edilenleri de uyandırmış olabilir. Bu arada Başbuğ’un TSK içindeki köstebeklere karşı mücadelede özel bir hassasiyet gösterdiği biliniyor. Bugüne dek yakalananların olduğu da duyulmuştu.

 

Takip edilen askeri personelin Arınç’a çok yakında bir blokta oturduğu söyleniyor. İki gündür “O bilgi sızdıranlar Arınç’a sızdırıyor” diye aslı astarı olmayan bir şehir efsanesi var. Bu asılsız. Takip, Genelkurmay’ın ve bağlı birliklerde içindeki köstebeklerin takibi. Ama bu bilgileri nerelere sızdırdıklarına dair başkentte çok iddia var.”

 

Netice olarak bu filmin de diğer faili meçhuller gibi mi olacağını ilerde anlayacağız..

 
 
 
Facebook'ta Paylaş
 
 
Yorum Yaz
Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Arkadaşlarına Gönder | Yorum Yaz Yorum Yaz | Facebook'ta Paylaş |

Bu habere toplam 1 yorum yazılmıştır.

yilmaz kaya [ 25-Aralık-2009, 15:43 ]
herkes sunu cok iyi bilmelidir ki, bu olay yandas besleme medye araciligi ile tamamen bir hedef sasirtmadir. yoksa burasi ne abd'dir nede bulent arinc JF KENNEDY;dir, boyle bir suikast girisimi bile AKP'ye oy getirmekten baska bir ise yaramaz. fakat feytullahcilarin uzun surelerden beri devletin her kurumuna sizdikllari bilinen bir gercektir.   hukumet su an akp'nin elindedir mit'i ve emniyet birimlerini istedikleri gibi kullanmaktadirlar.buna ornek tsk;nin subaylari, durust hakim ve savcilar, akademistyenler, muhalif yazar ve gazetecileri dinledikleri artik acikca ortadadir, 8 adet arac, yuksek teknoloji ile donatilmis dinleme cihazlari gumruklerden AKP'nin bilgisi disinda yurda girmesi mumkun degildir. TSK'nin icindeki kostebekleri araciligi ile gizli bilgi topladiklarinin ortaya cikmasini onlemek icin boyle bir propaganda yapma yoluna gidiyorlar.yoksa bulent arinc'a suikast yapilacagi gibi komik bir iddainin ortaya atilmasinin ne gibi bir sebebi olabilir. saygilar

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.

Güncel

En Çok Okunan Haberler

İletişim | Yazar Girişi | Kullanım Şartları ve Gizlilik | Sitene Ekle |