| |||||||||||||||
Anasayfa | Resimler | Videolar | Yazar Ol | Yazar Girişi | Gönder | Facebook'ta Paylaş | Adresi Kaydet | Arama | RSS | |||||||||||||||
HABER ARAGALERİ |
Abdüllatif Şener'den çok çarpıcı açıklamalar
Abdüllatif Şener Vatan Gazetesi'ndeki röportajında gündemdeki konulara ilişkin çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Abdüllatif Şener Vatan Gazetesi’ndeki röportajında gündemdeki konulara ilişkin çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte o açıklamalardan bazı satırlar: “Türkiye’de birkaç yıldır yaşanan olaylar, hukuk devleti ilkelerine göre yorumlayabilmenin sınırlarını aşıyor. Her vatandaş “Türkiye’de ne oluyor” diye sorgulamak ihtiyacı duyuyor. Benzer konularda yargının farklı fotoğrafları var. Örneğin Ergenekon davasıyla ilgili verdiği fotoğraf farklı, Deniz Feneri’yle ilgili verdiği fotoğraf farklı. Birinde dava, her gün dışarıya bilgi sızdırılarak, spekülasyonlar üretilerek, tedirginlikler yayılarak sürdürülüyor. Diğeri ise hiçbir bilginin sızmadığı, tamamen kapalı bir halde.” “TSK hırpalanıyor. Bir yandan siyaset, bir yandan yargı süreçleri altında prestiji tahrip ediliyor. Diğer taraftan PKK ile yumuşayan bir süreç ve sonra açılım var. Böyle bir durumda “Acaba ikisi birbirine bağlantılı mı” diye soruyor insan.” “Yargı, siyaset kendi içinde birbirine girmiş, üniversiteler ayrışmış, güvenlik birimleri içinde güvensizlik ve ayrışma var. Bütün kurumların birbirine karşı duyduğu güvensizlik ve çatışma ortamı var. Ve hala Başbakan, “Kurumlar işbirliği içindedir” diyor. Bu söyleyebilmek için herkesi aptal yerine koymak lazım. Kimse aptal değil. Türkiye’de korkunç bir dağınıklık var ve bu ülkenin dışardan yönetilmesine açık bir zemin oluşturmuştur. Buna bakınca “Ne oluyor” sorusunu ister istemez soruyorsunuz” “Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na bakalım. Kurumun kanunu 2005’te çıkarılmıştır. O dönemde ben hükümetteydim. Konunun Bakanlar Kurulu’nda konuşulduğunu hiç hatırlamıyorum. Yani TİB’le ilgili tasarı hükümetten Meclis’e gitmedi. Kanunu incelediğinizde o dönem kadar olan jandarma, emniyet ve MİT’in dinlemelerini de koordine eden bir kurum olarak kuruluyor. Yani dinleyenleri de dinleyebilecek bir kurum kuruluyor. ’Başkanı başbakan atar, kurumun denetimini de Başbakan istediği kişilere yaptırır deniliyor. Oysa Türkiye denetim konusunda çok yerleşik geleneklere sahiptir. Üstelik Başbakanın hangi kuruma denetim yaptıracağı da söylenmiyor. Başkanı kendisi atıyor, denetimi istediği kişilere yaptırıyor. Sonra orada kadro kuruldu. Böyle bir yapıya alınan tüm personelin Başbakan’ın inisiyatifiyle alındığı rahatlıkla söyleyebiliriz. Daha sonra Anayasa Mahkemesi, başkan ataması ve denetimi başbakanın yaptıracağıyla ilgili maddeleri iptal etti. Buna rağmen başkan hala yerindedir. Kurulduğu günden beri de hiç denetim yapılmamıştır.” “Ülke nasıl bir alabora ortamı yaşıyorsa, bu ortamının mimarı olan iktidar partisinin içinde de, yönetime, başbakana karşı rahatsızlık olması doğaldır. Gördüğümüz kadarıyla hem teşkilatlar hem de TBMM grubunda büyük rahatsızlıklar var. Bu rahatsızlıkların nasıl bir gelişme göstereceğini ilerde göreceğiz” KAYNAK: http://haber.gazetevatan.com/Sener_VATANa_konustu/279451/9/Siyaset
|
YAZARLAREN SON HABERLER |
|||||||||||||
İletişim | Yazar Girişi | Kullanım Şartları ve Gizlilik | Sitene Ekle | |