fikriyet
  Anasayfa | Resimler | Videolar | Yazar Ol | Yazar Girişi | Gönder | Facebook'ta Paylaş | adresi kaydet  Adresi Kaydet | Arama | RSS RSS

KATEGORİLER

  | kapat

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HABER ARA


Gelişmiş Arama

Yasemin Çongar'ın eşi M.Chris Mason ve ABD Vakıfları

Kategori  Kategori: Güncel Yorumlar  Yorum Sayısı : 2 Tarih  Tarih : 08-Şubat-2010, 01:11   : 4882
Davut Türkoğlu
Yazar: Davut Türkoğlu
Yasemin Çongar'ın eşi M.Chris Mason ve ABD Vakıfları

Yasemin Çongar'ın kocası M.Chris Mason'un faliyetleri; bir çok ülkedeki karmaşık olayların, ABD'deki kimi lobiler, vakıflar, örgütler ve ordu içindeki yapılanmalar tarafından organize edildiğinin görülmesini sağladı.

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Türkiye, Yasemin Çongar’ın kocası ve CIA ile olan karmaşık ilişkileri ile çalkalanıyor. Konu tam bir skandal. Uzun zamandır Türkiye’nin ordusuna karşı düzenli olarak yıpratma faaliyetleri yürüten, yalan ve iftira ile saldıran Taraf’ın arkasındaki şaibeli güçler çorap söküğü gibi ortaya çıkıyor.

 

Akşam’dan Oray Eğin’in ortaya çıkardığı Yasemin Çongar’ın kocası M.Chris Mason’un biyografisi ve faaliyetleri, yaklaşık bir asırdır sadece Türkiye değil, başka ülkelerdeki karmaşık olayların ABD’deki kimi lobiler, vakıflar, örgütler ve ordu içindeki yapılanmalar tarafından organize edildiğinin anlaşılmasını sağladı.

 

M.Chris Mason, kendisini Afganistan Tarihçisi gibi masum göstermeye çalışsa da,  biyografisinde yazan bilgiler, ilişkili olduğu örgütler, vakıflar, askeri kurumlar her şeyi apaçık ortaya döküyor.

 

Özellikle Naval Postgraduate School ve Irak polis gücünün eğitilmesi işini üstelenen DynCorp gibi özel askeri şirketlerle ilişkisi bunlardan sadece bir kaçı.

 

Naval Postgraduate School ise öyle sıradan bir askeri okul değil. Dünya çapında görev yürütüyor..! (http://www.odatv.com/n.php?n=iste-cia-ajani-masonin-calistigi-okulun-sifreleri-0702101200 )

 

Odatv'de konu ile ilgili haberlere yapılan yorumlar oldukça çarpıcı bilgiler içeriyor. İşte onlardan bazıları:

 

Misafir - nhizal

fellow citizen eğer bir kuruluş benim ülkem üzerine çalışma yapıyorsa bu ülkemin bağımsızlığına müdahaledir ve çalışanların herbiri dünyada tek olan bilim dehalarıda olsa benim için düşmandır.ben ülkemin bağımsızlığını ilk planda tutarım.bilimin insana hizmet etmesini isterim,daha geride olan devletleri veya kaynakları ve konumu nedeni ile diğer devletlerin sömürülmesini sağlayan bilimi emperyalizmin silahı olarak görürüm.bu yıl ilaç tekelcilerinin sıradan bir gribi korkunç bir salgın tehdidi olarak gösterip insanları korku ve paniğe sürüklemeleri ve sonunda satılan aşılardan elde edilen trilyonlarca dolardan sonra dünya sağlık örgütününde harward üniversitesininde gerçeği itiraflarını nasıl değerlendirelim.dünya sağlık örgütünde çalışanlarında sıradan insanlar olmadığını düşünürsek bu bilim adamlarının yaptıklarını nasıl değerlendirmemiz gerekir.kaldıki rand devletlerin siyasal ekonomik hayatına müdahale eden onları sorunlarla boğuşacak durumlara sürükleyen çalışmalar yapıp raporlar hazırlayan küreselleşme adıyla dünya hakimiyeti kurmak isteyenlere hizmet ediyorsa bilimsel çalışmaları onların hizmetine sunuyorsa ...yok biz almayalım kalsın derim.

2010-02-05 10:56:08

 

-------

 

Misafir - kimizbiz

Eniştede biraz Arabistan'lı Lawrence havası seziliyor.Akıbeti benzemesin...

2010-02-05 00:18:55

 

----

 

Misafir - TS

Metinde Mason'ın gizli "Peştun Kızıl Hücresi"nde görev aldığı yazılmış. Kızıl Hücre'ler varlık ve faaliyet alanları halen tartışmalı kontrgerilla birimleridir. Terörist gruplar olarak örgütlenir ve sözde ABD ordu ve devlet kurumlarının terör saldırılarına karşı güvenliklerini test ederler. Hücreler Özel Harp (special warfare) subaylarından oluşur. Doğrudan Washington'a bağlı çalışırlar ve faaliyet gösterdikleri bölgedeki CIA ve donanma istasyonlarına rapor vermezler. Kızıl Hücreler sık sık amerikan derin devletinin kamuoyunu yönlendirme planları çerçevesinde "false flag" terör operasyonları yapmakla da suçlanırlar. Bu anlamda amerikan özel harp birimlerinin en önemli unsurlarıdır. counterinsurgency, bizde "kontgerilla" olarak bilinen özel harp disiplinidir. Chris Mason'ın cvsinde yazılı çalışma alanları ve saha tecrübesi onu doğrudan amerikan kontrgerilla oluşumunun göbeğinde gösteriyor. Odatv editörlerinin bu doğrultuda araştırmalarını derinleştirmelerini tavsiye ediyorum.

2010-02-06 20:34:35

 

-------------

 

Misafir - Tarik

"İsyana karşı koyma" olarak çevirdiğiniz "Counter-insurgency" (COIN) bizde kontrgerilla olarak bilinen askeri oluşumun teorik alanıdır. Mason'ın uzmanlığının COIN araştırmaları olması ve bu doğrultuda afganistan gibi bir bölgede çalışmış olması kendisinin Amerikan devletinde hangi "kurum"lara bağlı çalıştığını apaçık gösteriyor. Haberinizde COIN yönünü biraz daha kurcalamanızı tavsiye ederim. Türkiye'de, NATO bünyesinde kurulan ilk kontrgerilla oluşumunu da Mason gibi "COIN uzmanları" kurmuşlardır.

2010-02-05 18:23:57

 

----------

 

Aşağıda Soner Yalçın’ın bir yazısından alıntı var. ABD içinde bir ağ oluşturulmuş ve ne ABD’nin ne de ABD halkının menfaatleri ile örtüşmeyen faaliyetlerde bulunan M. Chris Mason gibilerle ilgili.

Olayı ABD karşıtlığına ve tüm ABD’yi kötüleme kampanyasına dönüştürmek, çoğu kişinin içine düştüğü bir hata. ABD içindeki bu yapılanmalarla ilgili bir raporu da hemen aşağıda bulabilirsiniz.

 

Önce Soner Yalçın’ın çok kısa geçtiği “fil hikayesi” ni tam olarak anlatalım.

 

Hintliler karanlık bir ahıra bir fil koyup o güne kadar hiç fil görmeyen insanlara onu göstermek istediler.

Fili tanımak için o yere birçok insan toplandı. Fakat filin bulunduğu yer o kadar karanlıktı ki hiçbir şey görünmüyordu. Onun için insanlar file elleriyle dokunmaya, ellerini filin orasına burasına sürmeye başladılar.

Bunlardan birisi filin hortumunu tutmuştu; dışarıya çıkınca sorduklarında.”Fil kalın bir su hortumuna benzer, bir hortumdur” dedi.

Başka biri filin kulağına dokunmuştu, o da: “Fil bir yelpâzeye benziyor” dedi.

Bir başkası filin bacağına dokunmuştu: “Fil bir direğe benziyor” dedi.

Filin gövdesine dokunan ise: “Fil bir kayaya, büyük bir kütleye benziyor” dedi.

Böylece herkes filin neresine dokunduysa fili öyle ve ona göre anlattı. Her birinin anlattığı başka başkaydı. Fakat ellerinde bir ışık olsaydı, ayrılık kalmaz herkes aynı şeyi görür, aynı şeyi anlatırdı. (Mesnevi’den)

--------

Ve şimdi Soner Yalçın’ın ABD içindeki yapılanma ile ilgili o yazısından bazı satırlar:

 

İşin özünde; Neo-Conlar, önce sosyalisttiler, sonra hümanist solcu oldular ve en son geldikleri yer, ulus devlete karşı anti-emperyalizme inanmayan, solcu liberallik!

…..

1948’de İsrail’in kurulmasından sonra bu grup artık kurtuluşun sosyalizmde değil, İsrail’i koruyabilecek tek güç olan Amerika’da olduğunu savundu.

….

New York aydınlarının yazdığını, söylediğini, Türkiye’deki solcu-liberaller bugün büyük bir öfke ve kinle dile getiriyorlar.

 

Kim Bu New York Aydınları

 

Bizim sözde solcu-liberalleri bilirsiniz; hep üstten bakarlar, dudak bükerler, kimseleri beğenmezler. Aslında; bunların tek yaptıkları, Osmanlı’daki Tercüme Odası’nda çalışan memurların yaptıkları gibi çeviridir; tercümedir.

 

Bunlar, New York Neo-Conların söylediklerini, yazdıklarını evirip çevirip yeniymiş, kendi görüşleriymiş gibi yazıp söylüyorlar.

 

Sizce aşağıdaki sözler kime aittir?

 

Ulus devletin sonu gelmiştir.

Yeni yüzyılın en önemli çatışması, demokrasi güçleri ile otokratik (despotizm yanlısı, baskıcı) güçlerin çatışması olacaktır.

Türk ordusu dokunulmaz bir kurum değildir.

Türkiye’yi daha demokratik kılacak olan, Türklerin hayatından devletin ve ordunun rolünü azaltmaya yarayacak reformlardır.

Asıl mesele din özgürlüğüdür.

Vs...

 

Bunları Türkiye’deki solcu-liberaller söylüyor derseniz yanılırsınız.

Bunları söyleyenler; New York aydınları!

Ya da günümüz deyimiyle -başlangıçta aşağılayıcı bir terim olarak ortaya atılan- "Neo-Con"lardır.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=10156416&tarih=2008-10-19

 

--------

Ve ABD içindeki yapılanma ile ilgili rapordan bazı alıntılar:

 

İstihbarat, genel olarak haber toplama şeklinde algılanmaya devam edilse de bugün istihbarat toplumunun temel fonksiyonları; istihbarat üretimi, propaganda ve psikolojik savaş, örtülü faaliyetler ve operasyonlar ile koruyucu güvenlik olmak üzere dört ana kategoride toplanmaktadır.

 

Yumuşak Güç

Kavramın yaratıcısı Joseph S. Nye’e göre yumuşak güç, zorlama veya paradan ziyade cazibenizle istediğinizi sağlama kabiliyetidir. İstediğinizi başkaları da istediği zaman, başkalarını kendi istikametinize sokmak için havuç ve sopalara harcama yapma ihtiyacı duymazsınız.

ABD modelinde görüleceği gibi yumuşak güç edindiği pek çok aktör ve yöntemle aktif olarak kullanılır ve özel bir kurguyu gerektirir. Yumuşak güç, zorlayıcı veya sert güç dışındaki daha çok sivil nitelikteki (siyasi partiler, vakıflar, NGO’lar, üniversiteler, think-tank merkezleri vb.) güç aktörleri tarafından resmi ve yarı resmi kurumların koordine ve desteği ile kurgulanan bir yapılanma içinde kullanılmaktadır.

……

 

ABD Yumuşak Güç Unsurları:

ABD hegemonya kurgusuna uygun olarak siyasi, ekonomik ve sosyokültürel boyutlarda yapılanan yumuşak güç unsurları ile ilgili alt yapı yaklaşık 25 yıldır geliştirilmektedir. Bush yönetimine kadar olan dönemde hükümet içinde ve dışından binlerce kişi ile hükümet kuruluşları, çokuluslu örgütler ve özel kuruluşlar bünyesinde ABD merkezli küresel ve çokuluslu bir ağ geliştirildi. Demokrasi projelerinin daha sempatik gözükmesi maksadı ile bu tür faaliyetler için ‘demokrasi geliştirme (democracy promotion)’ tanımı tercih edildi. Alt programlarına ise ‘demokrasi ve yönetişim’, ‘hukukun üstünlüğü’, ‘savunma reformu’, ‘partiler arası diyalog’ gibi isimler verildi.

 

Bush dönemine kadar demokrasi projeleri kalkınma ve diyalog projelerine de çerçeve sağlayarak merkezi olmayan bir hiyerarşi içinde yürütülmekteydi. Bu ağın komuta ve kontrolü ve stratejilerinin geliştirilmesi taktiksel ihtiyaçlara süratle uyum sağlamak için daha çok yerelde konuşlanmış birimlere bırakılmıştı. Merkez acil durumlarda devreye giriyor ve genelde hazırladığı program, inisiyatif, para yardımları ve diplomatik destek yerelin işini kolaylaştırıyordu. Demokrasi geliştirme işlerinin başını NED, USAID ve Dışişleri Bakanlığı’nın DRL (İnsan Hakları ve Çalışma İşleri Bürosu)’si çekmekte idi.

 

……

 

Demokrasi geliştirme stratejileri ile ilgili çalışmalar Ulusal Güvenlik Danışman Yardımcısı kontrolünde yürütülmektedir. USAID tarafından bu kapsamda yapılan bir çalışma ile dünya genelinde yürütülen 90 adet demokrasi ve yönetişim programına verilen paralar için NGO’lar ve sözleşmeli kurumlar arasında bir denge öngörüldü. Dışişleri Bakanlığı Demokrasi ve Global İşler Bakan Yardımcılığı ise Dışişleri Bakanlığı bölgesel büroları, DRL ve USAID tarafından öncelikli ülkeler için kısa bir liste oluşturulması hedeflendi (Lancaster and Dusen, 2005: 12). Senato Dışişleri ve Yabancı Operasyonlar Komitesi tarafından NED ve DRL için bir ‘Demokrasi Fonu’ daha oluşturuldu. 2005 yılında projelerine 1.3 milyar dolar tahsis edilen USAID’in demokrasi bütçesi 2006 için 1.448 milyar dolara çıkarıldı.

 

ABD Kongresi ise Dışişleri Bakanlığı’nın yeni koordinatörü tarafından demokrasi işleri ve stratejilerinin geliştirilmesi için ‘İleri Demokrasi Kanunu’ hazırladı. Kanun ile aşağıdaki yenilikler öngörülmekteydi (Melia, 2005: 12);

(1) Dışişleri Bakanlığı’nda yeni ‘Demokrasi Hareketleri ve Geçişleri Ofisi’ ve bazı yurt dışı elçiliklerinde ‘Bölgesel Demokrasi Merkezleri’ kurulması,

(2) ABD hükümetine dışarıdan danışmanlık hizmeti vermek üzere ‘Demokrasi Geliştirme Tavsiye Kurulu’ oluşturulması,

(3) Demokratik olmayan ülkelerde demokrasi geliştirme için yıllık demokrasi raporları hazırlanması.

 

NED demokrasinin geliştirilmesi faaliyetleri örtüsü altında Amerikan müdahale sisteminin bir vasıtası olarak Amerikan ulusal güvenlik hedeflerine hizmet etmektedir. Bu aynı zamanda Amerikan güvenlik politikalarına uluslararası alanda yasallık boyutu (meşruiyet) kazandıran bir örtülü sistemin işleyişini sağlamaktadır. Resmi olarak tanımlanmamasına rağmen NED yoğun örtülü operasyonlara girişmektedir. Bu sistem, politika yapıcılara özel hedefleri için büyük esneklik ve çeşitli seçenekler imkanı tanımaktadır.

 

ABD ve Medya

ABD’de ulusal medyanın görevi, ABD halkının hükümetin ulusal çıkarlar kapsamındaki açık ve örtülü faaliyetlerine izin vermesini sağlamaktır (Chomsky, 1993: 151). Amerika’da 1,700 günlük gazetenin % 98’i 15 kurumdan daha azına aittir ve bunlar toplam gelirin % 40’ını elde etmektedir. Üç büyük televizyon ağı ABC, CBS ve NBC hala televizyon izleyicilerin çoğunluğuna sahiptir. ABD’de 1296 günlük gazetenin internet sitesi bulunmaktadır. Batılı ülkelerin farkı özellikle dergi sayısında ortaya çıkmaktadır. Medyanın hala en önemli silahlarından birisi de radyo yayınlarıdır. NPR, VOA, Radio Free Europe, Radio Liberty, Florida’dan Küba’ya yayın yapan Castro karşıtı Radio Marti gibi Amerikan Hükümeti’nin dünyanın her yerine yayılmış yayın ve propaganda birimleri mevcuttur. Amerikan yapımı filmler, film endüstrisinin yıllık cirosunun % 80’ini kazandırmaktadır. Filmler gibi Amerikan TV dizileri de dünyada yüz milyonlarca kişiye kendilerine has (idealleştirilmiş ve çarpıtılmış) Amerikan hayat tarzını aşılamıştır (Brzezinski: 2004: 222). Büyük ölçekte ABD kökenli popüler müzik gençler için kendini ifade etmenin vazgeçilmez bir kaynağıdır. İlave olarak, dünya çapında otuz üç kanaldan yayın yapan MTV, Nickelodeon gibi uydu TV kanalları toplam bir milyar insana ulaşmaktadır. Dünyadaki bütün internet sitelerinin % 70’inin Amerika’da bulunması ve İngilizcenin hem eğlence hem de iş amaçlı iletişimde en çok kullanılan dil olması nedeniyle hızla yayılan küresel sohbet odaları büyük ölçüde Amerikan etkisine sahiptir.

 

ABD Think-Tank Merkezleri

ABD’de akademik görünüşlü “Institute” ve ideolojik görünüşlü “Heritage Foundation” gibi tutucuların örgütlediği vakıflar ile CFR, Carnegie Endowment, Woodrow Wilson Centre gibi dış siyaseti tepeden yönlendirici seçkinler kulüpleri aslında birer think-tank kuruluşudur. Bunların yanı sıra, devlet tarafından kurulmuş CSIS gibi raporcu şirketler, IRFC gibi doğrudan Dışişleri Bakanlığı’na bağlı bürolar, Middle East Forum, Washington Institute, Freedom House, CMCU, USIP gibi yarı resmi merkezler de “think tank” olarak nitelenmektedir. CSIS raporlarını incelemeden, Amerikan dış politikasını ve bölge senaryolarını kavramak olanaksızdır.

….

ABD hegemonyası kurgusu içinde kendi nüfuzlarını devam ettirmek ve stratejik projelerini pratiğe dökebilmek için dünya anlayışlarını temsil eden çokuluslu şirketler, özel eğitim kurumları, güçlü bir medya ağı, modern bir teknolojiyle donatılmış bir askeri güç, milyarlarca dolarlık bütçelerle beslenen istihbarat birimleri, dini tarikatlar-kiliseler işbirliği içerisindedir. Kamuoyunu yönlendiren ve terbiye eden siyasi, iktisadi, kültürel ve sosyal temalarla uğraşan ve bünyesinde en etkili politikacıları, diplomatları, akademisyenleri ve gazetecileri barındıran think-tank merkezleri bu maksatla tesis edilmiştir. Elemanların büyük çoğunluğu, devlet deneyimine sahip eski ve yeni görevlilerdir. İkinci eleman kaynağıysa, yine devlet organlarıyla içli dışlı olmuş akademisyenleri barındıran üniversitelerdir.

 

…….

 

 

Vakıflar

ABD Vakıfları, sadece yardım yapan, vergi muafiyeti cennetleri değillerdir. İstihbarat fonksiyonları dışında, kültür ve değişim politikalarının yönlendirildiği, formlaştırıldığı ve kültür devşirmelerinin gerçekleştirildiği merkezlerdir. CIA, vakıf faaliyetleri aracılığıyla Amerikan şirketleri ve mali kuruluşları için uluslararası casusluk yapmaktadır (Özkul, 2001: 142).

Uluslararası Kalkınma Ajansı (AID)’nın tavsiyeleri ile kurulmuş olan Kamu Güvenlik Hizmetleri’ndeki uzmanlar CIA görevlileridirler. Bazen işadamı, turist, emekli şahıs görüntüsü ile çalışırlar. Kamu Güvenlik Hizmeti’nin önerileri aslında CIA’nın yerli servislere yaptırdığı kendi istekleridir.

1961 yılında ABD Dışişleri Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan AID ise, ekonomik bir kurul olarak adlandırılmasına karşın örtülü faaliyetlerin en önemli araçlarından biri olarak hala işlev görmektedir. Üçüncü dünya ülkelerindeki “polis” ve “özel kuvvetlerin” eğitilmesi için yapılan yardım ve kursların büyük çoğunluğu AID kanalıyla gerçekleştirilmektedir. Askeri ve siyasi yaşamın etkili kişilerinin elde edilmesi ve eğitilmesi, sendikalar ve gençlik örgütlerine yönelik faaliyetler AID tarafından yürütülmektedir (Bilbilik, 2003: 165-166).

 

……

 

Üniversiteler

CIA, yüzden fazla Amerikan üniversitesi ve kolejinde, çok sayıda profesör ve yönetici ile rapor hazırlamaktan, eleman kazandırmaya kadar geniş bir alanda işbirliği yapmaktadır. Projelerde çalışan öğrencilerin –doğrudan ajanlaştırılmış olanlar dışında- genellikle bu ilişkilerden haberi yoktur. Projelerin dışında en önemli etkinlik, yabancı öğrencilerin elemanlaştırılmasıdır. Profesörler, büyük çoğunluğu geri kalmış ülkelerden burslarla devşirilmiş öğrencileri akademik yaşam içinde eğitip CIA’ya yönlendirmektedir.

ABD’de 1950’Ierin başında devşirilmeye başlanılan yabancı öğrenciler, kendi ülkelerine döndüklerinde ‘‘agent in place (yerinde ajan)” olmuşlardır. ABD, ileride kendi ülkelerinde seçkin konumlar elde edecek olan bu kişilerden, iç politikanın yönlendirilmesinde ya da devletlerden iç bilgi sızdırılmasında yararlanmayı planlamıştır (Corson, 1989: 27). ‘‘Master’’ ve ‘‘doktora’’ çalışmalarındaki uluslararası ilişkiler öğrencileri de, ilgili ülkedeki dinsel-siyasalbölgesel çatışma alanlarında sözde akademik olarak çalıştırılmaktadır. Uluslararası politika için bunca elemanlaştırmayı göze alanların arkasında önemli şirketler de bulunmaktadır.

 

Etki Ajanları

Amerikan literatüründe etki ajanı(2) temin edilmesi başta gelen örtülü faaliyet türlerinden biridir. (dipnot(2): Asset, ‘yardakçı’ da denilmektedir. Yardakçı, yabancı bir ülkede bir istihbarat ajansı için çalışan yerel ajan veya organizasyon.)

 

Bir insanın ABD’ye etki ajanı (yardakçı) olmasını sağlayan özelliklerin başında devlet, ordu, iş ya da medya içinde önemli bir kişi olması veya bağlantılarının iyi olması gelir. Bu kişi bir gazeteci, editör, paralı asker, gümrük memuru, bankacı, işletmeci, başkan yardımcısı ya da bu tarz başka birisi olabilir(4).

(dipnot(4): Diğer bir yardakçı çeşidi de paravan organizasyonlardır. Bunlar istihbarat teşkilatı tarafından ödeme yapılan grup, şirket, kuruluş veya ajanslardır. Bağımsızmış gibi gözüken ama aslında istihbarat ajansına bağlı olan sicilli şirketler (proprietary company) de  kullanılabilir.)

 

Toplum mühendisi olarak etki ajanlarının temel rolü propaganda operatörü olmaktır. Özellikle basın dünyasında dış bağlantıları ile güdümlü, görüş yayıcı ve görüş oluşturucu işlevi bulunan gazete ve televizyonlarda ihaleci ve rant peşindeki holding sahiplerinin egemen olmasıyla seçkin köşe yazarları ve haber programı sunucuları; yükseltilen ücretlerle, gazetecilik kimliğinden ayrılmadan etki ajanı olarak yönlendirici eleman konumuna getirilmişlerdir.

 

…..

 

11 Eylül sonrasında ABD’nin “terörizm” ve “serseri devletler”e açtığı savaş ÖAŞ’ler için dönüm noktası oldu. Küresel düzeyde ABD askeri faaliyetlerini artırması özel şirketlere olan talebi de önemli ölçüde artırdı. Örneğin, hâlihazırda Afganistan’daki Taliban sonrası askeri gücün eğitimi ÖAŞ’lere verilmiştir (Motherjones, 2007). Irak’ta 130 binden fazla ABD askeri yanında özel askeri şirket görevlilerinin sayısı ise 20 bini bulmaktadır (Traynor, 2003). ABD kuvvetlerinin 15 bölgesel karargâhının güvenliğinden sorumludurlar. Irak polis gücünü eğitilmesi işini DynCorp üstlenmiştir.

 

Amerikan hegemonyasının temel kuramı olan realizm; İkinci Dünya Savaşı’ndan bugüne Modernizm düşüncesi temelinde; 1980’lerden itibaren siyasi olarak demokrasi, ekonomik olarak gelişme (kalkınma) ve 1990’lardan itibaren ise kültürel kod olarak ise iletişim (diyalog) projesi adı verilen üç alt konsept ile pratikte uygulama alanı buldu. Bu üç projenin pratiğe geçmesi ülkeleri içten ve dışarıdan saran ‘ağ stratejisi’ ile sürdürülmektedir.

 

Amerikan hegemonyası temel olarak iki yöntemle işlemektedir; yumuşak gücün kullanıldığı rejimi restorasyonu (Gürcistan, Ukrayna, Kırgızistan’daki renkli devrimler ve diğer içten içe kurgulamalar) ve Irak örneğinde olduğu gibi sert gücün kullanıldığı ülke inşası (nation-building). Eğer hedef olarak seçilen ülkeler zaten Batılı olmaya meyilli ya da siyasi, ekonomik ve kültürel olarak içine sızılmaya ve ağ örülmeye müsait ise yumuşak güç unsurları vasıtası ile ülkedeki rejimin Batılı düzene uygun bir yönetime kavuşturulması için rejim restorasyonu metodu kullanılmaktadır. Demokrasi, kalkınma ve kültürler arası diyalog kapsamındaki projeler kapsamında seçilen aktör, yöntem ve programlar ile hedef ülkenin sivil toplumuna nüfuz edilmekte ve ulusal aktörler kısa devre edilmektedir. NGO-vakıf-enstitü-sivil toplum örgütü gibi kurumlar aracılığıyla, hedef ülkedeki iktidar ve kitlelerle doğrudan ilişkiye geçilerek ülkelerin iç düzenlerinde toplumla devlet arasına giren kurumsal ve bireysel bir ağ oluşturarak, devlet egemenliğine paralel bir egemenlik kurulmaktadır.

 

Kurulan global hegemonya kurgusunun dört temel fonksiyonu bulunmaktadır (Yılmaz, 2006: 120);

a. Daha çok gözetleme, dinleme ve insan istihbaratına dayanan küresel bir istihbarat üretim ağı,

b. Yönlendirilmiş medya, gündem oluşturan uluslararası kuruluşlar, dezenformasyon (katkılı bilgi) üreten düşünce kuruluşları, etki ajanları vb. unsurların yer aldığı küresel propaganda ve etki ağı,

c. Ulus-yapma, rejimi restore etme gibi ülke senaryolarını destekleyen temin edilmiş; militer güç, kişi, demokrasi vakfı, çağdaş sivil toplum örgütü, kalkınma ajansı gibi örtülü istihbarat fonksiyonu olan operatif kurum, kaynak ve vasıtalar,

d. Tüm bu örtülü yapı ve faaliyetlerin gizliliğini ve güvenliğini sağlayacak koruyucu güvenlik sistemleri.

 

http://busam.beykent.edu.tr/(S(0gilvcvmicifrub04e1pel45))/dosyalar/ulusal_guvenlik_raporu.pdf

 

-----------

 

Evet…

Bu raporu okuduktan sonra şimdi “fil” nasılmış gördünüz mü?

Yandaş medyanın, bir kısım siyasilerin ve malum cemaatin elinde tuttuğu şeyin “fil”in neresi olduğunu umarım anlamışsınızdır.

Yardakçı kişilerin ve yardakçı medyanın nasıl kurulup kontrol edildiğini ve beslendiğini de umarım görmüşsünüzdür.

 
Facebook'ta Paylaş
 
Necip Hablemitoğlu'nun Alman Vakıfları ve Etki Ajanları (yardakçılar) konularındaki yazısı için tıklayın:http://www.fikriyet.com/anasayfa/haber_detay.asp?haberID=537
 
(Haberi okumak için resme tıklayın)
m.chris mason
 
 
 
 
Facebook'ta Paylaş
 
 
Yorum Yaz
Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Arkadaşlarına Gönder | Yorum Yaz Yorum Yaz | Facebook'ta Paylaş |

Bu habere toplam 2 yorum yazılmıştır.

kozmik oda [ 08-Şubat-2010, 21:21 ]
Amerikan ordusu ozel kuvvetleri son yillarda terorle mucadele temelli Amerikan dis politikasinin birinci derece uygulayiclari. Acik Amerikan askeri varliginin tepki uyandiracagi her yerde ortulu olarak varlar, kendi amaclari ve cikarlari dogrultusunda yerel kuvvetler yaratip egitiyorlar, silah ve bilgi temin ediyorlar, ortulu operasyon yapiyorlar. Bu hep boyleydi, CIA'nin 'special activities division' denilen en gizli ve ortulu operasyonlarini yapan bolumunun personelinin buyuk bolumu askeri ozel kuvvet elemanlari, biraz google yapildiginda 11 eylul saldirilarindan sonra olusturulan kongre komisyonunun ortulu ve paramiliter operasyonlar konusunda personel acisindan yetersiz kalan CIA'dan ziyade bu operasyonlari USSCOM denilen ordunun ozel kuvvet komutanliginin ustlenmesi oneriliyor ve sonrasinda yeniden yapilandirilan 'istihbarat reformu ve terorle mucadele yasasi'nda USSCOM kuresel terorle mucadelenin koordinator birimi haline getiriliyor. Bugun itibariyle ABD'nin kuresel istihbarat ve operasyon aginin merkezi ozel kuvvetleridir, dunun kominizm tehdidinin yerine bugun kuresel terorizmi koyun, dun bu tehdide karsi ABD muttefiklerini nasil yapilandirmis, bu ulkelerde ne tur batakliklar yaratmis dusunun, 20 yil sonra tehdid algisi degistiginde bugune dair neler ortaya cikacak gorun. Ozel kuvvetler butcesinin 2002'de $4.9 milyar dolardan 2010'da 9 milyar dolara ciktigini gorun, kendi ozel kuvvetlerini boylesine sisirirken kendisinin gudumunde olmamasi muhtemel ozel kuvvetlere neden vurdugunu, onlarin tugaydan kolordu seviyesine cikmasindan neden rahatsiz olacagini anlayin. Mr Mason'un cv'sinde yazan kurum ve kuruluslarin hepsinin ABD ozel kuvvetleriyle alakali oldugunu fark edin, ders verdigi Fort Braggs denilen yerin ordunun ozel kuvvetler biriminin karargahi oldugunu, halen aktif olarak gorev yapan tek 'psikolojik harekat' birimini barindirdigini fark edin. CIA midir degil midir bilinmez ama Mr.Mason belli ki bu global operasyonlara entelletuel ve operasyonel destek saglayan bir 'akademisyen'. Hayatini ulkesinin kirli cikarlarina hizmet ederek kazaniyor, bundan gocunacagini da zannetmiyorum ama sanirim esi zor duruma dusmesin diye inkari seciyor. Yillar sonra eger bir global ergenekon davasi acilsa Mr.Mason 'teori tasarim ve planlama daire baskanligi' altinda bulur ismini. Global balyozcu cikmis kendisi.


'Buradan ogrenmemiz gereken, bir paradigma degisikliginin fark edilmesi ve kabullenilmesi gerekliligi...hersey eskisine gore baska bir seviyede: eskiden CIA karanliklar arasinda en karanlikken, simdi JSOC. Dolaysiyla silahli kuvvetler gelecekteki askeri amaclar dogrultusunda istediklerini yapma serbestisine daha cok sahipler. Eskiden bu tur bir sonsuz ozguluk CIA'dayken artik JSOC'un ellerinde ve silahli kuvvetlerin diger birimlerine buna adapte olmalari emredildi.' (Afganistan-Pakistan sinirinda gorev almis bir ozel kuvvetler mensubuna aitmiş... orijinali icin http://www.thenation.com/doc/20100222/scahill2)
...
JSOC 'Joint Special Operations Command' denilen kurum, ABD ozel kuvvetlerinin kontra-teror ve gizli operasyonlardan sorumlu birimi. Operasyon karargahi Mr Mason'in ders verdigi Fort Bragg'de, Blackwater ve yine Mr Mason'in yayindan kaldirdigi cv'sinde ovunerek ders verdigi sirketlerden olan DynCorp gibi taseron parali ordu hizmeti veren sirketlerle siki isbirligi icinde. ABD ordusunun uniformali elemanlarinin Afganistan ve Pakistan gibi tepki cektigi yerlerde is yapan, zaman zaman uniformasiz ozel kuvvetler askerlerini calisani gibi gosteren firmalar bunlar, savunma bakanliginin pis isler taseronlari. Ozel kuvvetlerin terorle mucadele bahanesiyle bu tur islerde bu kadar etkinlestirilme sebebi, CIA'nin yillar icinde yerel guclerden yeterince kendine bagli elemanlar devsirmekte yetersiz kalmasi, memleketimde boyle bir sikinti cektiklerini dusunmuyorum maalesef. Mr. Mason yine kendi cv'sine gore bu operasyonlarin ve elemanlarin entellektuel birikimini saglayan ve destek veren Joint Special Operations Universitesinde de ders veriyor. Sayin Congar'a tavsiyem yol yakinken, kocasina 'karima ozel kuvvetlerle bu kadar icli disli oldugumu soylemeyin o beni endustriyel tasarimcidan donme akedemisyen saniyor' dedirtmesin, tekrar bir sorsun ne isle ugrastigini.

http://www.odatv.com/n.php?n=congarin-esi-balyozcu-cikti-0802101200
remzi_34 [ 08-Şubat-2010, 15:19 ]
GENÇ SİVİLLERİ ve arkasındaki güçleri şimdi daha iyi anlıyorum.
YUMŞAK güç bölümü onları anlatmış.
Ara sıra ABD Dışişleri'ne gittikleri gazetelerde çıkmıştı.

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.

Güncel

En Çok Okunan Haberler

İletişim | Yazar Girişi | Kullanım Şartları ve Gizlilik | Sitene Ekle |