fikriyet
  Anasayfa | Resimler | Videolar | Yazar Ol | Yazar Girişi | Gönder | Facebook'ta Paylaş | adresi kaydet  Adresi Kaydet | Arama | RSS RSS

KATEGORİLER

  | kapat

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HABER ARA


Gelişmiş Arama

Serdar Arseven üzümün sapını ve kökünü yazdı

Kategori  Kategori: Güncel Yorumlar  Yorum Sayısı : 0 Tarih  Tarih : 20-Mart-2010, 21:12   : 1837
Cansu Deniz
Yazar: Cansu Deniz
Serdar Arseven üzümün sapını ve kökünü yazdı

İlk bakışta birbirlerinden bağımsız gibiler ama... Bakıyorsunuz, hepsi aynı köke bağlı!..

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Serdar Arseven bugün enteresan bir yazı kaleme aldı.

Yazısında bir birinden faklı düşüncelerdeki kişilerin, birbirinden habersiz ama aynı amaca hizmet ettiğini anlatmaya çalıştı.

 

“Her birinin kendince hesabı var; kimi malı götürüyor, kimi “imaj” peşinde, öbekleşmeler olmuş, çeteler kurulmuş...

Herkesin bir çetesi var; “Ergenekon yapılanmasına esas olan üzüm salkımı modelinde olduğu gibi”, herkes birbirinden habersiz sanki.

Habersiz gibi de aralarında bir “bağ” var gibi!..

Kimi “din karşıtı” görünümlü, kimi “dindar” ya da “dine saygılı”...

Kimi “darbe yandaşı” “gibi” görüyor, kimi “karşıtı”..

İlk bakışta birbirlerinden bağımsız gibiler ama... Bakıyorsunuz, hepsi aynı köke bağlı!..

Aynı yerden “tutuluyor” üzümler...

Hepsi bir “sap”a bağlı...

Kimi farkında, kimi değil!..”

 

Odatv Arseven’in bu yazısını Taraf yazarı Yıldıray Oğur'un "Ergenekon öyle bir örgüt ki farkında olmadan üye olabiliyorsunuz" sözlerine benzetti.

 

İşte Serdar ARseven’in “Özür dile Başbakan!..” başlıklı o yazısı:

 

“Başbakan’ı hedef alan kampanyaya bakın;

Diaspora, Ermeni lobisinin birbiri ardına çıkarttığı “soykırım” kararlarına tepki olarak, “İllegal faaliyetler içindeki Ermenilerin durumunu değerlendirebileceklerini” söyledi diye...

“Hukuk neyi gerektiriyorsa onu yapacaklarını” ifade etti diye...

Ne hezeyanlar...

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başbakan’ı, kaçak çalışan Ermenilerden “Özür dileyecekmiş!..”

Öylesine çığırdan çıkmış ki adamlar; “taraf”lısıyla, “taraf”sızıyla...

Resmen;

“Ermenileri soykırıma tabi tuttuğunuzu kabul edin” çağrısında bulunuyorlar.

Hiç sevmem o lafı ama yeri geldi;

“İhanet”in dik alâsı!..

 

*

 

Hayır; kimsenin 1915’te işbaşında bulunan İ.T. takımını savunduğu filan yok;

Bugün CHP çatısı altında temsil edilen ve günümüzün hassas kurumlarında da bolca uzantısı olan İttihatçıların her türlü “pisliğe” bulaşmış olabileceklerini teslim ederiz.

Lâkin; bunlar “parmak hesabıyla” karar verilebilecek işler midir?..

Tarihi yargılamak, Parlamentoların mı, yoksa “namuslu” tarihçilerin mi işidir?..

Belgeler mi konuşacak, yoksa “satılık” parmaklar mı?..

 

ONLAR NEYSE DE MUHAFAZAKÂR TAKIMINA NE OLUYOR!..

 

Evet; bir de bunlar var; dünyaya solun “bacak arasından” bakan hastalıklı muhafazakârlar!..

Onlar da, Başbakan’ın bu haklı tepkisine ya “sessiz” kalarak, ya da “satır aralarında çakarak” destek veriyorlar.

Başbakan tahmin ediyordur herhalde, ayağı kaydığı anda, “ilk itecek” olan da bu “ilkesiz” adamlar!..

 

YİNE YALNIZ KALDIK, KAVANOZ DİPLİ DÜNYADA!..

 

Malûm, geçtiğimiz günlerde Devlet Bakanı Aliye Kavaf, “Eşcinselliğin tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu” söyledi.

Bundan daha doğru, daha isabetli bir söz olabilir mi;

“Eşcinsellerin tedavi ihtiyacına” vurgu yapmanın neresi ayrımcılık?.

Aksine; Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan, görevinin gereğini yerine getirdi.

Bir şekilde “düşmüş” olan bu “insanlara” yardım elini uzattı.

Bunca olumsuz örneğe rağmen yine de şaşırıyor insan; medya, Vakit dışında neredeyse ittifak halinde Bakan’a cephe almaz mı!..

Bir kısım medya denilen; açıktan destek verdi sapıklığa...

“Kompleksli muhafazakâr takımı” da, Bakan’a yönelik “hafif” taciz atışları ile ya da “sessiz kalarak” sundu desteğini.

İzlediniz; homoları Meclis’te toplayıp, “Bu bir hastalık değildir. Gaaayet normal bir durumdur. Herkese tavsiye edilir!!!” dedirten CHP’nin dengesini bozan sorular sadece bizden geldi.

Anlaşılan o ki; bir bizmişiz bu “pislik”ten rahatsızlık duyan!..

 

*

 

“Ermeni meselesi”nde de öyle...

Muhafazakâr denilen gazetelerde köşe tutan, ahı bitmiş vahı kalmış “eski tüfeklerin” öncülüğünde bir kampanya yürütülmekte.

Dün bu “adamlardan” biri çıkmış, her zamanki gibi ağzını burnunu yayarak, Başbakan’a çakıyor.

Hayır; Başbakan’a muhalefet edilebilir de;

“İllegal faaliyetler içindeki Ermenilerin durumunu gözden geçireceğiz” sözünün neresinde yanlış var?

Ne yapacaktı, “Kaçak çalışanları koruyup kollayacağını” mı söyleyecekti.

Ermeni’nin “teröristi bile” mübarek bu “adam”lar için!..

“Hepsi Ermeni” ya; öyle bir “bağ” var aralarında!..

 

*

 

Bakıyorum, nerede bir “sapık”; nerede bir “Kaçak Ermeni”; bir kısım medya hararetle destek veriyor.

“Muhafazakâr medya” denilen ise, korkudan mıdır, ezik-büzüklükten midir, nedendir; bu takımın kuyruğuna takılmış gidiyor...

Sağıma-soluma bakıyorum;

“Kimse yok mu?..”

Bakıyorum;

“YOK” gibi!..

 

*

 

Her birinin kendince hesabı var; kimi malı götürüyor, kimi “imaj” peşinde, öbekleşmeler olmuş, çeteler kurulmuş...

Herkesin bir çetesi var; “Ergenekon yapılanmasına esas olan üzüm salkımı modelinde olduğu gibi”, herkes birbirinden habersiz sanki.

Habersiz gibi de aralarında bir “bağ” var gibi!..

Kimi “din karşıtı” görünümlü, kimi “dindar” ya da “dine saygılı”...

Kimi “darbe yandaşı” “gibi” görüyor, kimi “karşıtı”..

İlk bakışta birbirlerinden bağımsız gibiler ama... Bakıyorsunuz, hepsi aynı köke bağlı!..

Aynı yerden “tutuluyor” üzümler...

Hepsi bir “sap”a bağlı...

Kimi farkında, kimi değil!..”

 

 

 
 
 
Facebook'ta Paylaş
 
 
Yorum Yaz
Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Arkadaşlarına Gönder | Yorum Yaz Yorum Yaz | Facebook'ta Paylaş |

Güncel

En Çok Okunan Haberler

İletişim | Yazar Girişi | Kullanım Şartları ve Gizlilik | Sitene Ekle |