KATEGORİLER

HABER ARA

Gazze, bağımsız Filistin Devleti’nin bir şehri.

İsrail işte bu başka devletin şehrine abluka uyguluyor. Hem de 3 yıldır.

Üstelik tam bir insanlık dramı ve vahşet.

Tüm dünyadan gizleyerek, saklayarak ve susturarak.

Son olarak oradaki insanların yaşayabilmesi için gıda ve ilaç götüren, içinde sivil insanların bulunduğu yardım gemilerine saldırdı. Gemide İsrailli bir milletvekili dahil 32 milletten ve tüm dinlerden sivil insanlar vardı. Yahudi, Hristiyan, Müslüman, İmam, Papaz, Haham hepsinden vardı.

Bu yardım gemilerindeki kişilerin kim olduğu ve niyetlerinin ne olduğu hiç önemli değil.

Sivil ve silahsız insanlar.

Ve yaptıkları iş gıda ve ilaç götürmek.

Ve İsrail askerleri bu silahsız sivil yardım ekiplerini vahşice katlediyor.

Bu İsrail askerlerinin bir vahşeti.

Bundan daha vahşi ve insanın kanını donduran şey ise 9 sivil yardım ekibinin öldürüldüğü ülkenin toprakları üzerinde yaşayan ve yaşamış olan bazı kişilerin bu vahşeti savunabilmesi.

Şehit edilen 9 kişi Türkiye’nin evladı idi.

Dokuz sivil Türk evladı şehit ediliyor ve Türkiye’de bazıları bunu savunabiliyor.

Bu insanın kanını donduruyor.

İsrail askerlerinin yaptığı katliamdan daha da kan dondurucu..!

İnsani yardım taşıyan bu kişilerin “şehit” olup olmadığını bile tartışacak kadar çığırlarından çıkmışlar.

Aşağıda İsrail Gazetelerinin ve yazarlarının yapılan katliamı ve vahşeti nasıl kınadıklarını anlatan yazıları okuyacaksınız.

Evet, İsrail vatandaşları ve İsrail Gazeteleri bile vicdana gelip, insani yönleri ağır basıp, olayı nefretle kınamalarına rağmen, Türkiye’den bazılarının çıkıp bu vahşeti savunması, İsrail askerlerinin yaptığı vahşeti meşru ve haklı gibi göstermeye çalışması, gerçekten kanımızı donduruyor.

Gazze’de açlıktan ve yoksulluktan ölmek üzere olan insanlar için, Akdeniz’in ortasında gemide silahlı saldırı ile 9 Türk evladı canlarını verirken, ABD’nin ortasında villalar ve göletler içindeki çiftliğinde “İsrail’den izin alınmalıydı” diyen Fethullah Gülen’e bu yazıda hiç değinmeyeceğim. Gazzeliler ve 9 Türk için olmasa bile o gemideki papazlar ve yahudiler için bari iyi bir laf etseydi keşke..!

Müslüman olmanıza gerek yok.

Hıristiyan olmanıza gerek yok.

Yahudi olmanıza da gerek yok.

İnsan olmanız yeterli  ve en az İsrail’deki İsrailliler kadar bu vahşeti eleştirebilin..!

Yahudilerin Gazetesi Şalom bile olayı kınayıp üzüntüsünü dile getirirken, bu topraklar üzerinde yaşayanların bu vahşeti savunmasını anlamak güç.

Hristiyan ülkelerde, Yunanistan’da bile İsrail’in yaptığı vahşet protesto edilirken, bazılarının İsrail’i savunması, doğrusu şok edici..!

Daha dün Hürriyet ve HaberTürk gibi gazeteleri eleştirenlerin, şimdi LOBİLERİN, SERMAYENİN, PARANIN ve DIŞ GÜÇLERİN BORAZANLIĞINA SOYUNMASI, hatta bu işte kraldan çok kralcı kesilmesi doğrusu şok edici…!

Halkın ilgisi ile tiraj arttırıp, sonra bu desteği sermayenin, lobilerin ve paranın borazanlığına çevirenlerin sonu da diğerlerinden farklı olmayacaktır.

Diğerleri gibi olacak olan sonlarını şimdiden gözlemeye başlayabilirler..!

Her haberinin başlığını soru olarak yazan odatv için bu defa biz de soruyoruz.

Odatv herkesi şok etti mi, etmedi mi?

Fethullah Gülen herkesi şok etti mi, etmedi mi?

Odatv’nin son olaylarda İsrail gazetelerinden bile canhıraş bir şekilde İsraili savunması, İslam ve tarih hakkında kışkırtıcı, şüphe ve kuşku doğurucu yazılar kaleme alması, Kürt kökenli vatandaşlarımızla ilgili konulara yaklaşımı, PKK’nın yaptığı terörist faaliyetlere bakış açısı ile Türk milletinin hafızasında esrarengiz bir yer oluşturmaya devam ediyor.

İsrail’de ve İsrailliler İsrail askerlerinin yaptığı vahşeti protesto ediyor:

http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=146350

İsrail Gazetelerinden Haaretz İsrail askerlerinin yaptığı vahşeti eleştiriyor:

“Tepeden tırnağa silahlı, iyi eğitilmiş düzenli ordu birliklerini sivillerle dolu, gıda ve ilaç taşıyan küçük gemilerden oluşan bir ‘özgürlük filosu’na karşı savaştırırsanız, sonucu önceden kestirmek hiç de güç değildir; ayrıca müdahalenin amacına ulaşarak gemilerin Gazze’ye ulaşmasının engellenmiş olup olmadığının da bir önemi yoktur. …”

http://www.haberturk.com/gundem/haber/519674-haaretzden-hukumete-agir-elestiriler

İsrail Gazetesi’nden GIDEON LEVY’nin 30 Mayıs 2010 tarihli yazısı:

Türkiye’deki omurgasızlar ve insanlık vicdanından yoksunlar iyi okusunlar..!

“AHMAKLAR OLARAK RESMEDİLECEĞİZ

Barış filosu barış getirmeyecek ve Gazze'ye ulaşmayı bile başaramayacak. İsrail'in planı gemileri Aşdod Limanı'na sürüklemeyi içeriyordu ama bizi yine aptallığın ve hataların kıyısına sürükledi. Bir kez daha itibarımızı zedelemek için elimizden geleni yapan ahmaklar olarak resmedileceğiz.

İZAH EDİLECEK BİR ŞEY YOK

İsrail’in propaganda makinesi umutsuz taşkınlığında yeni zirvelere ulaştı. Bu makine, Gazze restoranlarından alınmış menüleri yanlış bilgilerin eşliğinde dağıttı. Nafile bir halkla ilişkiler savaşına girerek kendisini küçük düşürdü; bu işe hiç başlamasa daha iyi olacaktı. Gazze üzerindeki etkisiz, yasadışı ve etik olmayan ablukayı sürdürmek ve ‘barış filosu’nun Gazze sahiline yanaşmasını engellemek istiyorlar. Açıklama, yalan ve taktikler ağına hiçbir zaman inanmayacak olan dünyaya izah edilecek hiçbir şey yok.

Bu lekeli lafları sadece İsrail’deki insanlar hâlâ kabul ediyor. Koro, antik dönemlerin savaş öncesi ritüellerini hatırlatan bir biçimde soru sormadan alkış tuttu. Beyaz üniformalı askerler bizim adımıza hazırlandı. Sözcü bizim adımıza aldatıcı açıklamalar yaptı. Bu grotesk sahne bizim aleyhimize. Ve hiçbirimiz performansı bozmadık.

YALANLAR HAVADA UÇUŞUYOR

Koro hata ve yalan şarkıları söylüyor. Gazze’de insani bir kriz yaşanmadığı söyleyen koroya hepimiz dahiliz. Gazze’deki işgalin bittiğini ve filonun İsrail’in egemenliğine yönelik vahşi bir saldırı olduğunu savunan koroya hepimiz dahiliz; filonun taşıdığı çimentoyla yeraltı sığınağı inşa edilecek ve konvoyun parasını Türkiye’nin Müslüman Kardeşleri veriyor. İsrail’in Gazze ablukası Hamas’ı devirecek ve [kaçırılan İsrail askeri] Gilad Şalit’i kurtaracak. Propagandacıların en gülünçlerin biri olan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Yossi Levy, Gazze’ye giden yardım konvoyunun uluslararası hukuku ihlal ettiğini gözünü bile kırpmadan duyururken kendisini aştı. Doğru. Aynen öyle.

Yasadışı olan şey abluka değil, filo. Gazze’deki restoranların menülerinin (böf stroganoff ve kremalı ıspanak çorbası da vardı menülerde) başbakanın ofisinden dağıtılması ve ordu sözcüsünün İsrail’in Gazze’ye gönderdiği yakıt miktarıyla övünmesi yetmedi. Propaganda operasyonu bizi ve dünyayı, işgalin bittiğine ama İsrail’in insani yardımı engellemek konusunda yasal yetki sahibi olduğuna inandırmaya çalıştı. Bunların hepsi yalan.

KİMİN UMURUNDA

Bu aldatıcı kutlamayı, birazcık da olsa, sadece tek bir ses bozdu: Uluslararası Af Örgütü Gazze’deki duruma dair bir rapor yayımladı. Beş Gazzeli’den dördünün insani yardıma ihtiyacı var. Yüzlerce Gazzeli tıbbi müdahale görmelerine izin verilmesi için utanç içinde beklemekte ve şimdiden 28 kişi öldü. Bunların hepsi İsrail ordu sözcüsünün abluka diye birşeyin varolmadığına ve yardım yapıldığına dair brifinglerine rağmen yaşanıyor, fakat kimin umurunda?

ELEKTRONİK KALKAN OLUŞTURULDU

Ve operasyon hazırlıkları da özellikle eğlenceli bir maskaralığa benziyor: Yedi bakan arasında hararetli bir tartışma yaşandı; hapishane hücrelerine sızmakta uzmanlaşmış komando birliği Masada’nın yanı sıra polisin özel anti-terör birliğinden ve ordudan destek almış donanma komandoları konuşlan-dırıldı; Aşdod limanında özel bir gözaltı merkezi kuruldu ve geminin ele geçiri-lip güvertedekilerin gözaltına alınmasının yayımlanmasını engelleyeceği düşünülen bir elektronik kalkan oluşturuldu.

KARŞILARINDA BİR GEMİ DOLUSU İSRAİLLİ APTAL DURUYOR

Ve hepsi neye karşı yapılıyor? Çoğunluğu İsrail propagandasının itibarlarını lekelemeye çalıştığı vicdanlı insanlar olan, birkaç yüz eylemciye karşı. Bu kişilerin çoğu gerçekten de, abluka bizi hiç ilgilendirmese de bunu umursayan insanlar; böyle yapmak hem hakları, hem de yükümlülükleri. Evet filo gerçekten de siyasi bir provokasyon ve protesto eylemi siyasi provokasyon değilse nedir ki?

Ve denizde karşılarında bir gemi dolusu İsrailli aptal duruyor; suda süzülüyorlar ama nereye ve niçin gittiklerini bilmiyorlar. Niçin insanları tutuklayalım ki? Çünkü öyle gerekiyor. Niçin bir abluka var? Çünkü öyle gerekiyor. Sanki Noam Chomsky olayı yeniden yaşanıyor, ama bu kez çok daha büyük çapta. [Yaklaşık iki hafta önce, dünyaca ünlü dilbilimci ve düşünür Chomsky’nin bir konuşma yapmak üzere Batı Şeria’ya girmesine izin verilmemişti.]

Grotesk bir aşamadayız

Barış filosu tabii ki barış getirmeyecek ve Gazze sahiline ulaşmayı bile başara-mayacak. Eylem planı gemileri Aşdod limanına sürüklemeyi de içeriyordu, fakat bizi bir kez daha aptallığın ve hatanın kıyılarına sürükledi. Bir kez daha, sadece yardımı engelleyen değil, kendi itibarımızın altını daha da oymak için elimizden geleni de yapan aptallar olarak resmedileceğiz. Eğer barış filo-sunun organizatörlerinin amaçlarından biri buysa, büyük bir zafer kazandılar.;

Kudüs Ödülü’nü de almış olan Perulu ünlü yazar Mario Vargas Llosa beş yıl önce İsrail ziyaretini tamamladıktan sonra, İsrail işgalinin grotesk bir aşamaya yaklaştığını söylemişti. Kendisini bir İsrail dostu olarak gören Vargas Llosa haftasonunda, bu aşamanın abesliğin doruklarına ulaştığını görmek için buradaydı. (GIDEON LEVY, İsrail gazetesi, 30 Mayıs 2010)”

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=999762&Date=30.03.2010&CategoryID=99

Bu habere toplam 1 yorum yazılmıştır.

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.

YAZARLAR