fikriyet
  Anasayfa | Resimler | Videolar | Yazar Ol | Yazar Girişi | Gönder | Facebook'ta Paylaş | adresi kaydet  Adresi Kaydet | Arama | RSS RSS

KATEGORİLER

  | kapat

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HABER ARA


Gelişmiş Arama

Tayyip Erdoğan 20 Temmuz'da 12 Eylül için ağlattı

Kategori  Kategori: Güncel Yorumlar  Yorum Sayısı : 3 Tarih  Tarih : 20-Temmuz-2010, 19:37   : 2626
Cansu Deniz
Yazar: Cansu Deniz
Tayyip Erdoğan 20 Temmuz'da 12 Eylül için ağlattı

Son yıllarda ülkeyi geren ve neredeyse 12 Eylül'deki gibi bir çatışma ortamına sürüklemek üzere olan AKP ve Tayyip Erdoğan, referandum için 12 Eylül'ü de istismar etmekten çekinmedi.

12 Punto 14 Punto 16 Punto 18 Punto

Son yıllarda ülkeyi geren ve neredeyse 12 Eylül’deki gibi bir çatışma ortamına sürüklemek üzere olan AKP ve Tayyip Erdoğan, referandum için 12 Eylül’ü de istismar etmekten çekinmedi.

Bugün 12 Eylül değil, 20 Temmuz 2010…

 

Tayyip Erdoğan’ın 12 Eylül’ü tekrar gündeme getirmesinin ve duygulu anlar yaşamasının nedeni , o insanların acısını paylaşmak istediği için mi, yoksa o insanlar üzerinde kendi geleceğini gördüğü için mi, anlamak zor..!

 

Tayyip Erdoğan ve AKP, eğer referandumdan istedikleri sonucu alamazlarsa, kendilerini bekleyen yargı sürecinden kurtulamayacaklar.

Bu nedenle referanduma can havliyle çok sıkı sarılıyorlar.

Adeta bir ölüm kalım meselesi olarak görüyorlar.

 

 

 
 
Facebook'ta Paylaş
 

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan’ın 12 Eylül için duygulu anlar yaşamasını ve yaşatmasını şu sözlerle değerlendirdi:

 

“Başbakan'ın bir özelliği var, her şeyi istismar eder. Erdal Eren'i de istismar eder. Deniz Gezmiş'i de istismar eder. 12 Eylül'de işkence görmüş herkesi istismar eder. Çünkü bunların kafasının arkasında başka planlar var, o amaca ulaşmak için her şeyi istismar ederler. Bunlar dini istismar etmedi mi? İnsanların en temiz duygularını, inançlarını dahi istismar ettiler, onun için bunlara güvenilmez. Bunlar işkence görmedi, bunlar 12 Eyül'de fatura ödemedi. Eğer, çıkıp Başbakan, Erdal Eren'in fotoğrafını gösterip, eğer ağlama numarası yapıyorsa, önce ondan vazgeçip o aileden özür dilesin, halktan özür dilesin. Yaptığı çok ayıp bir şey. Eğer hesap sorulacaksa o aile hesap soracaktır. O aile bile, Erdoğan'ın getirdiği düzenlemelerin 12 Eylül'le hesaplaşma olmadığını çok iyi biliyor.”

 

“Şimdi beyefendi kalkmış 12 Eylül'le hesaplaşacakmış. 12 Eylül ile hesaplaşmaya niyetin varsa niçin CHP'nin vermiş olduğu Anayasa değişikliğiyle ilgili, 12 Eylülcülerin yargılanmasıyla ilgili önerimizi niye reddettiler? Millete niye doğruları söylemiyorlar? Artık bu millet doğruları söylemeyen politikacıdan bıktı. Bakın, benim söylediklerimden, Sayın Başbakan çıksın desin ki 'Şu cümlesi yanlıştır' diyemez, ama ben onun söylediklerinin tamamının doğru olmadığını söylüyorum. Ben samimi konuşuyorum, o samimi konuşmuyor. Ben içten konuşuyorum, o içten konuşmuyor, ben halkıma güveniyorum, o halkına güvenmiyor, ben doğruları söylüyorum, o doğruları saptırıyor.”

 

“Benim bildiğim kadarıyla hesap vermekten korkmayan insan Anayasa'daki dokunulmazlık maddelerinin arkasına sığınmaz. Eğer bir insan dokunulmazlık maddelerinin arkasına sığınıyorsa hesap vermekten korkuyor demektir. Bir başka önemli nokta Sayın Başbakan'a soruyorum, siz, 'Dokunulmazlıkların kaldırılması gerekir, biz dokunulmazlıkları kaldıracağız' diye millete söz verdiniz mi vermediniz mi? Söz verdiniz, üstelik bir değil birden fazla söz verdiniz ve yerine getirmediniz. Üç, söz verip de sözünü yerine getirmeyen politikacıya vatandaş ne der? Bu üç sorunun yanıtını ben doğrusu Sayın Başbakan'dan öğrenmek

isterim. Sorduğum sorular çok açık, çok net, Sayın Başbakan da bu sorularıma

yanıt versin, ondan sonra biz tartışalım.”

 

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol’un tepkisi de çok sert oldu:

 

“Bu, sıradan bir açıklama değil. Recep Tayyip Erdoğan'ın Ak Parti Grubu'nda yaptığı konuşma ve sergilediği manzara parlamentoya ve Türk siyasetine yakışmıyor. Tayyip, bir dönem başkanlığını yaptığı İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları'na gitsin de rolünü orada yapsın. 12 Eylül'de çekilen sıkıntıların üzerine Recep Tayyip Erdoğan'ın oturmasını içime sindiremiyorum. 12 Eylül, Türk vatandaşları için felakettir, karabasandır, faşizmdir. 20 yıl sonra Recep Tayyip Erdoğan çıkıp da oy için bunu kullanamaz. Elimde bir tutanak var. 12 Eylül sonrası halkın oyları ile meclise gönderilen bir milletvekiliyim. Kenan Evren'in yargılanması konusunda konuşma yapan bir milletvekiliyim. O zaman Erdoğan neredeydi bilmiyorum. O zamanlar onun aklına 12 Eylül gelmiyordu bile. Biz 12 Eylül'ün asılan kesimindeniz. Recep Tayyip Erdoğan ise 12 Eylül'ün beslediği kesimden.”

 

“Bu sözü sıkılmadan söylemeye hakkın yok Tayyip Erdoğan. O dönemde Ertuğrul Bey'in bir avukatı bendim, diğeri de Önder Sav'dı. Sen o zaman Ertuğrul Günay'ı da tanımıyordun. İnsanlıktan nasibin varsa, insafın varsa ucuz siyasetin peşini bırak. Mehmet Haberal'ın babası öldü, cenazesine gönderdin mi? Biraz vicdanın varsa cevap ver. Kuddisi Okkır'ı, Ergenekon'un kasası suçlamasıyla hapse attırdın. Öldüğünde cenazesini belediye kaldırdı. 100'üncü Yıl Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı, hakkında iddianame hazırlanmadığı için ‘Ben namuslu adamım, şerefimle yaşadım, şerefimle ölürüm' diyerek intihar etti. Bunların hesabını nasıl vereceksin?”

 

Başbakan Tayip Erdoğan’ın 17 yaşında idam edilen Erdal Eren’in ismini anıp 12 Eylül’le hesaplaşmak için “Evet” oyu istemesine, Erdal Eren’in ağabeyinden “Hayır” yanıtı geldi:

 

“Bu sözleri samimi bulmuyorum. Referandum öncesi kullanıyorlar. 12 Eylül’ü yapanların yargılanmasını isterim. Gönül isterki böyle olsun. Tek başına bu madde gelse önüme evet derim. Meclis'e de tek başına bu maddeyi getirse kimse hayır demez. Ama öyle değil. Referandumda asıl yapılmak istenenler başka. Diğer maddeleri geçirmek için bunu kullanıyorlar. O nedenle bu referanduma evet oyu vermek vicdanımı rahatsız eder. Çünkü yapılmak istenenler başka. O madde sadece başka şeyleri gizlemek için öne çıkarılıyor. Gerçek amaç olarak bunu görmüyorum. Esas başka bu da ancak çeşnisi.” (Vatan)

 

MHP Lideri Bahçeli’nin tepkisi hepsinden sert oldu:

 

"Başbakan Erdoğan’ın 20 Temmuz 2010 günü AKP Meclis Grup toplantısında yaptığı konuşma siyasi tarihimize kara bir ilkesizlik, riyakârlık, siyasi sahtekârlık ve münafıklık örneği olarak geçecektir.Türk milleti yalan gözyaşları döken Başbakan’ın siyasi tükenişinin hazin tablosunu ibretle izlemiştir"

 

Vatan’dan Güngör Mengi’nin yorumu:

 

“Başbakan’ı dünkü grup konuşmasında dinleyenlerin çoğu, onun CHP ve MHP içinde var olduğuna inandığı “Evet” oylarına maharetini kullanarak “gel gel” çektiğini belki düşünemediler. Belki onunla birlikte ağladılar bile.

Geride kalan daha küçük bir kesim ise siyaset mesleğine biraz daha soğuyarak, besledikleri saygıyı biraz daha kaybederek izlediler Başbakan’ı TV’lerin canlı yayınından.

Çünkü Başbakan’ın 12 Eylül’ün mağdurları için otuz yıl sonra bu kadar yoğun biçimde kederlenmesi mantıklı değildir. Hatırladığı zaman üzülmesi mümkündür ama böyle ağlamak?.. Hiç doğal değil. O nedenle samimi olamaz!”

 

 

Bakalım Tayip Erdoğan ve AKP referandumdan Evet oyu alabilmek için başka hangi tiyatroları oynayacak.

 

 
 
 
 
 
Facebook'ta Paylaş
 
 
Yorum Yaz
Yazdırılabilir Sayfa Yazdırılabilir Sayfa | Word'e Aktar Word'e Aktar | Tavsiye Et Arkadaşlarına Gönder | Yorum Yaz Yorum Yaz | Facebook'ta Paylaş |

Bu habere toplam 3 yorum yazılmıştır.

AKP sivil darbecidir [ 21-Temmuz-2010, 19:36 ]
Demek ki AKP 12 Eylül gibi darbeci. Sivil darbeci.
Çünkü:
"Mehmet Haberal'ın babası öldü, cenazesine gönderdin mi? Biraz vicdanın varsa cevap ver. Kuddisi Okkır'ı, Ergenekon'un kasası suçlamasıyla hapse attırdın. Öldüğünde cenazesini belediye kaldırdı. 100'üncü Yıl Üniversitesi Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı, hakkında iddianame hazırlanmadığı için 'Ben namuslu adamım, şerefimle yaşadım, şerefimle ölürüm' diyerek intihar etti. Bunların hesabını nasıl vereceksin?"
Sakarya [ 21-Temmuz-2010, 10:39 ]
"Çünkü Başbakan'ın 12 Eylül'ün mağdurları için otuz yıl sonra bu kadar yoğun biçimde kederlenmesi mantıklı değildir. Hatırladığı zaman üzülmesi mümkündür ama böyle ağlamak?.. Hiç doğal değil. O nedenle samimi olamaz!"

Güngör Mengi yazmış:
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=318143
Suat_45 [ 20-Temmuz-2010, 22:48 ]
bi taraftan ülkücü tabana el atmak istiyor.
diğer taraftan sol tabana.
öbür yandan da diyarbakır cezaevine.
çok boyutlu istismar.
ama sadece karşısındakiler ağlıyor.
millet ise gülüyor onlara.
yemiyor artık.

Yorumların tamamını okumak için tıklayın.

Güncel

En Çok Okunan Haberler

İletişim | Yazar Girişi | Kullanım Şartları ve Gizlilik | Sitene Ekle |