 |
Adresi Kaydet |
Arama |
RSS 
HABER ARA
GALERİ
Baykal:"Darbeyi sivillerde yapar"
 Kategori: Ankara |
 Yorum Sayısı |
: 0 |  Tarih |
: 11-Temmuz-2009, 22:49 | : 963 | |
| Yazar: Cansu Deniz |
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemeye ilişkin olarak, Anayasa Mahkemesine başvurmak için grup kararı alacaklarını belirterek, "Asgari bir hukuk kültürüne sahip herkesin bu yasanın Anayasaya aykırı olduğunu görmemesi mümkün değildir" dedi.
(İHA) - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemeye ilişkin olarak, Anayasa Mahkemesine başvurmak için grup kararı alacaklarını belirterek, "Asgari bir hukuk kültürüne sahip herkesin bu yasanın Anayasaya aykırı olduğunu görmemesi mümkün değildir" dedi.
Baykal, Ankara'nın Nallıhan ilçesine bağlı Sarıyar beldesini ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını cevaplandıran Baykal, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin Cumhurbaşkanı Gül tarafından onaylanmasının ardından CHP'nin bu konuda nasıl bir yol haritası izleyeceğinin sorulması üzerine, Pazartesi günü CHP grubunun genel merkezde toplanacağını, bu konuların orada konuşulacağını, Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapmak için grup kararı alacaklarını söyledi. Bunun bir zorunluluk olarak ortaya çıktığını ifade eden Baykal, "Bu son zamanlarda çok tartışıldı. Hala tartışılmaya devam ediyor. Bu konuyu aydınlatmaktan çok, bilgi kirliliği üretmeye yönelik tartışmalar gerçekleşti. Gerçeği ortaya koymayı değil gerçeği kapatmaya, saptırmaya ve saklamaya yönelik tartışmalar yapıldı. Bu çerçevede saklanan gerçeklerden biri de yasanın Anayasa'ya aykırı olduğu gerçeği. Asgari bir hukuk kültürüne sahip herkesin bu yasanın Anayasaya aykırı olduğunu görmemesi mümkün değildir. Bu kadar açık bir gerçeğin dahi gizlendiğine tanık oluyoruz. Koca koca siyasetçiler, koca koca adamlar yani nasıl bunları söyleyebiliyorlar bunları anlamak mümkün değil" diye konuştu.
"BAŞVURULMAMASI İÇİN KAMPANYALAR YAPILIYOR"
Anayasa Mahkemesi'ne başvurmamaları konusunda kampanyalar yapıldığını ifade eden Baykal, bunun çok şaşırtıcı bir manzara olduğunu, Türkiye'de demokrasi adına mücadele ettiğini söyleyenlerin, Anayasayı bir kenara atmalarını resmen talep ettiklerini ileri sürdü. Anayasa Mahkemesine başvurmalarının sanki 'demokrasiye karşı bir girişim' gibi algılandığını ifade eden Baykal, "Bu çılgınca bir şey. Bu tam bir bilgi kirlenmesi ve koca Türkiye'nin buna sessiz kalması düşünülemez. CHP olarak görevimizi yapacağız.
Bu tartışmanın en yetkili mercii olan Anayasa Mahkemesi'nde sonuçlanmasını sağlayacak" dedi.
İkinci bir bilgi kirliliğinde, getirilen düzenlemede AB'nin talepleri doğrultusunda getirildiği yönünde olduğuna işaret eden Baykal, bunun da tamamen gerçeklerden kopuk olduğunu, getirilen düzenlemeye yönelik AB'nin hiçbir talebi olmadığını savundu. Baykal, "Bu yasanın altında yatan anlayış medyayı susturmak için o bilinen çabaların sergilenmesine yol açan anlayıştır. Yani medyayı susturmak, iktidara karşı muhalefeti güçsüz kılmak için ne gibi tertip yapıldığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bütün dünya bunu izliyor" diye konuştu.
"DARBEYİ SİVİLLER DE YAPAR"
Türkiye'de yargı üzerinde de muazzam bir baskı olduğunu ileri süren Baykal, "Yasanın gerçekleri bunu ortaya koyuyor. Niye bu baskı var? Neden bunlar deneniyor ? Demokrasi ve düşünce özgürlüğü yargıya saygı anlayışının gereği olarak mı bunlar yapılıyor? Öyle bir şey olabilir mi? Çok sistematik bir baskı. Yasaya yönelik olarak yürütülüyor. Medyaya yönelik uygulamaların, yargıya yönelik baskıların altında hangi zihniyet yatıyorsa, bu son tavrın altında da aynı zihniyet yatıyor" şeklinde konuştu. Baykal,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Darbeyi sadece daima sadece asker yapar diye bir şey yoktur. Darbeyi sivillerde yapar. Darbe mutlaka sabaha karşı, bir televizyon anonsu ile gerçekleşir diye bir olay yoktur. Darbe bir süreçtir. O süreci yaşarsınız, bir süre sonra kendinizi darbenin kurbanı olarak bulursunuz. Şimdi Türkiye'de yaşanan olayları bu pencereden yeniden değerlendirmeye ihtiyaç vardır. Herkesin aklını, sağduyusunu sorgulamasına ihtiyaç vardır. Türkiye'de medyaya, yargıya, devletin kurumlarına yönelik baskıların altında bir
tahakküm projesi yatmaktadır. Bu proje bizim devletimizin temel ilkelerine ters düşen bir tahakküm projesidir. Hem tahakküm projesidir, hem de devletimizin, Atatürk cumhuriyeti ve Atatürk ilkelerini ortadan kaldırmaya yönelik tahakküm anlayışıdır. O nedenle biz bu konuda büyük bir kararlılıkla girişim yapacağız. Herkes sorumluğu üstlenecektir. Biz sorumluluğumuzun gereğini yapıyoruz."
Baykal, Çin'de yaşanan olaylarla ilgili soruya ise, Türkiye'de bu konuda çelişkili ve tutarsız açıklamaların yapıldığını ve bu gerekli tavrın alınmadığını savundu.
Baykal, Ankara'nın Nallıhan ilçesine bağlı Sarıyar beldesini ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını cevaplandıran Baykal, askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin Cumhurbaşkanı Gül tarafından onaylanmasının ardından CHP'nin bu konuda nasıl bir yol haritası izleyeceğinin sorulması üzerine, Pazartesi günü CHP grubunun genel merkezde toplanacağını, bu konuların orada konuşulacağını, Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapmak için grup kararı alacaklarını söyledi. Bunun bir zorunluluk olarak ortaya çıktığını ifade eden Baykal, "Bu son zamanlarda çok tartışıldı. Hala tartışılmaya devam ediyor. Bu konuyu aydınlatmaktan çok, bilgi kirliliği üretmeye yönelik tartışmalar gerçekleşti. Gerçeği ortaya koymayı değil gerçeği kapatmaya, saptırmaya ve saklamaya yönelik tartışmalar yapıldı. Bu çerçevede saklanan gerçeklerden biri de yasanın Anayasa'ya aykırı olduğu gerçeği. Asgari bir hukuk kültürüne sahip herkesin bu yasanın Anayasaya aykırı olduğunu görmemesi mümkün değildir. Bu kadar açık bir gerçeğin dahi gizlendiğine tanık oluyoruz. Koca koca siyasetçiler, koca koca adamlar yani nasıl bunları söyleyebiliyorlar bunları anlamak mümkün değil" diye konuştu.
"BAŞVURULMAMASI İÇİN KAMPANYALAR YAPILIYOR"
Anayasa Mahkemesi'ne başvurmamaları konusunda kampanyalar yapıldığını ifade eden Baykal, bunun çok şaşırtıcı bir manzara olduğunu, Türkiye'de demokrasi adına mücadele ettiğini söyleyenlerin, Anayasayı bir kenara atmalarını resmen talep ettiklerini ileri sürdü. Anayasa Mahkemesine başvurmalarının sanki 'demokrasiye karşı bir girişim' gibi algılandığını ifade eden Baykal, "Bu çılgınca bir şey. Bu tam bir bilgi kirlenmesi ve koca Türkiye'nin buna sessiz kalması düşünülemez. CHP olarak görevimizi yapacağız.
Bu tartışmanın en yetkili mercii olan Anayasa Mahkemesi'nde sonuçlanmasını sağlayacak" dedi.
İkinci bir bilgi kirliliğinde, getirilen düzenlemede AB'nin talepleri doğrultusunda getirildiği yönünde olduğuna işaret eden Baykal, bunun da tamamen gerçeklerden kopuk olduğunu, getirilen düzenlemeye yönelik AB'nin hiçbir talebi olmadığını savundu. Baykal, "Bu yasanın altında yatan anlayış medyayı susturmak için o bilinen çabaların sergilenmesine yol açan anlayıştır. Yani medyayı susturmak, iktidara karşı muhalefeti güçsüz kılmak için ne gibi tertip yapıldığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bütün dünya bunu izliyor" diye konuştu.
"DARBEYİ SİVİLLER DE YAPAR"
Türkiye'de yargı üzerinde de muazzam bir baskı olduğunu ileri süren Baykal, "Yasanın gerçekleri bunu ortaya koyuyor. Niye bu baskı var? Neden bunlar deneniyor ? Demokrasi ve düşünce özgürlüğü yargıya saygı anlayışının gereği olarak mı bunlar yapılıyor? Öyle bir şey olabilir mi? Çok sistematik bir baskı. Yasaya yönelik olarak yürütülüyor. Medyaya yönelik uygulamaların, yargıya yönelik baskıların altında hangi zihniyet yatıyorsa, bu son tavrın altında da aynı zihniyet yatıyor" şeklinde konuştu. Baykal,
sözlerini şöyle sürdürdü:
"Darbeyi sadece daima sadece asker yapar diye bir şey yoktur. Darbeyi sivillerde yapar. Darbe mutlaka sabaha karşı, bir televizyon anonsu ile gerçekleşir diye bir olay yoktur. Darbe bir süreçtir. O süreci yaşarsınız, bir süre sonra kendinizi darbenin kurbanı olarak bulursunuz. Şimdi Türkiye'de yaşanan olayları bu pencereden yeniden değerlendirmeye ihtiyaç vardır. Herkesin aklını, sağduyusunu sorgulamasına ihtiyaç vardır. Türkiye'de medyaya, yargıya, devletin kurumlarına yönelik baskıların altında bir
tahakküm projesi yatmaktadır. Bu proje bizim devletimizin temel ilkelerine ters düşen bir tahakküm projesidir. Hem tahakküm projesidir, hem de devletimizin, Atatürk cumhuriyeti ve Atatürk ilkelerini ortadan kaldırmaya yönelik tahakküm anlayışıdır. O nedenle biz bu konuda büyük bir kararlılıkla girişim yapacağız. Herkes sorumluğu üstlenecektir. Biz sorumluluğumuzun gereğini yapıyoruz."
Baykal, Çin'de yaşanan olaylarla ilgili soruya ise, Türkiye'de bu konuda çelişkili ve tutarsız açıklamaların yapıldığını ve bu gerekli tavrın alınmadığını savundu.
| Yorum Yaz |
Yazdırılabilir Sayfa |
Word'e Aktar |
Arkadaşlarına Gönder
| 
Yorum Yaz | Facebook'ta Paylaş |
YAZARLAR
 |
EN SON HABERLER
İletişim | Yazar Girişi | Kullanım Şartları ve Gizlilik | Sitene Ekle |