 |
Adresi Kaydet |
Arama |
RSS 
HABER ARA
GALERİ
Uzmanlar anız yakılmaması konusunda uyardı
 Kategori: Diyarbakır |
 Yorum Sayısı |
: 0 |  Tarih |
: 10-Temmuz-2009, 21:37 | : 1052 | |
| Yazar: Güneş Korkmaz |
Yrd. Doç .Dr. Muzaffer Denli, anız yakmanın toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştirerek, biyolojik dengeyi bozduğunu, beraberinde toprak verimliliğini düşürdüğünü ve bunun bilimsel olarak da ortaya
konulduğunu söyledi.
(İHA) - Her yıl hasattan sonra anız yakımı, tarım alanlarında yükselen dumanlar çevreyi kirletirken canlıları da yok etmeye devam ediyor. Anız yakmanın geleceği bereketsizleştirdiğini ve toprağı yok ettiğini belirten Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç .Dr. Muzaffer Denli, anız yakmanın toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştirerek, biyolojik dengeyi bozduğunu, beraberinde toprak verimliliğini düşürdüğünü ve bunun bilimsel olarak da ortaya
konulduğunu söyledi.
Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç .Dr. Muzaffer Denli, bir sonraki ekim dönemine geçişte sürümü kolaylaştırmak, hasat sonrası tarlada kalan sap, kök gibi bitki atıklarını yok ederek toprağın işlenmesini kolaylaştırmak, daha kolay tohum yatağı hazırlamak, bitki ve atıkları üzerindeki olası hastalık etmenlerini yok etmek ve yabancı ot ve haşereleri ortadan kaldırmak gibi nedenlerden dolayı çiftçilerin anız yaktığını anlattı.
Denli, "Toprak çeşitli kaya ve minerallerin fiziksel, kimyasal ayrışması sonucu meydana gelen bünyesinde organik ve inorganik maddelerin yanı sıra hava, su ve canlı organizma bulunduran farklı katmanlardan meydana gelmiş doğal canlı bir örtüdür. Yerkabuğu üzerinde bulunan toprak tabakası birkaç santimden 2-3 metreye kadar olabilir. Toprağın üst tabakası yani toprağın işlendiği ve tarımın yapıldığı kısım, humusça zengin, bitki ve diğer canlıların beslenmesinde gerekli temel besinleri bünyesinde barındıran
bir karışımdır.
Birbirinden farklı canlıların varlığının sonucunda doğal dengenin oluştuğunu, doğada ekolojik önemi olan maddelerin belli bir döngü içerisinde birbirine dönüşerek şekil değiştirmesinin de doğal dengenin temel esasları olarak kabul edilir. Birbirine dönüşen bu maddeler, sürekli olarak canlılar tarafından yeniden kullanılır. Toprağın içerdiği organik maddenin kaynağının esası da bu söz konusu dönüşümlerin bir sonucu olarak meydana gelir. Toprak yüzeyinde bulunan mikroorganizmalar yüzeydeki bitki
atıklarını humus adı verilen besin maddesi kaynağına dönüştürerek toprağı organik maddece zenginleştirir. Bu da bir sonraki dönemde ekimi yapılacak bitkiye hazır besin maddesi kaynağı sunmaktadır" dedi.
''Toprak verimliliğinin düşmesi bir sonraki yıl yapılacak üretimde daha fazla gübre kullanılmasına neden olarak üretim maliyetini artırmakta ve toprak kalitesini düşürmektedir'' ifadelerini kullanan Denli, anız yakma, toprak yüzeyinde bulunan ve bitkileri besleyen temel besin kaynağının yok olması, organik maddenin topraktan uzaklaşmasından dolayı toprağın fakirleşmesi, yararlı mikroorganizmaların ortadan kalkması nedeniyle de doğal döngü ve ekolojik dengenin bozulması gibi sonuçları beraberinde
getirdiğini vurguladı.
Muzaffer Denli, "Toprağın üst yüzeyinde bulunan organik maddeler aynı zamanda yağmur sularının emilmesini sağlayarak toprakta kümeleşmeyi engeller ve erozyonla toprak kaybını en aza indirir. Anız yakmanın diğer önemli bir sonucu da orman yangınlarına sebep olması ve anızla birlikte diğer komşu tarla ve bahçelerin de yanmasıdır. Anız yakma sonucu meydana gelen gazlar ise çevreyi önemli düzeyde kirletmektedir" diye konuştu.
Anız yakmanın tarıma, çevreye etkileri konusunda bilgi veren Denli, hukuki yaptırımlar konusunda da şu noktalara dikkat çekti:
"Ülkemizde yürürlükte olan 2872 sayılı Çevre Kanunu ile hukuken suç kapsamına alınarak anız yakma fiili kesinlikle yasaklanmış olup yakanlar hakkında kanuni işlem yapılması öngörüldüğü halde, ilgili kanunda yer alan cezaların uygulanmasındaki aksaklıklar ve ceza miktarının caydırıcı olmaması nedeniyle anız yakmanın pek önüne geçilemiyor."
Yapılacak yeni kanuni düzenleme ve uygulamaların yanında, çiftçilerin bilinçlendirilmesinin zorunlu hale geldiği ve anız yakmanın toprağı verimsizleştirerek bir sonraki ekimlerde üretim maliyetini artıracağı bilincine varılması gerektiği ifade eden Yrd. Doç. Dr. Denli, çiftçilerin anız yakma nedenleri göz önüne alınarak geliştirilecek tarımsal yöntem ve uygulamaların sorunun çözümüne büyük katkılar sağlayacağını bildirdi.
Son olarak yapılması gerekenler konusunda çözüm önerileri sunan Yrd. Doç. Dr. Denli, "Başta valilik ve kaymakamlıklar, suç kapsamında olan bu olayın takipçisi olarak ilgili kanunun gereğini yerine getirmeli, anız yakanlarla birlikte tarla sahipleri de sorumlu tutulmalı, para ve hapis cezası ağırlaştırılmalıdır.Tarım il ve ilçe müdürlükleri, ziraat fakülteleri, Çevre ve Orman İl Müdürlüğü tarafından eğitim verilerek bilinçlendirme yapılmalı. Çiftçilerin topraklarındaki anızı yakmaması için ek ödeme, ödül
veya toprak koruma primi gibi birtakım teşvikler ile ikna edilmesi gerekir. Gerekirse anızı tarladan uzaklaştıracak alet ekipman yardımı yapılarak toprak yüzeyinde bulunan anız toplanarak değerlendirilebilir" şeklinde konuştu.
konulduğunu söyledi.
Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç .Dr. Muzaffer Denli, bir sonraki ekim dönemine geçişte sürümü kolaylaştırmak, hasat sonrası tarlada kalan sap, kök gibi bitki atıklarını yok ederek toprağın işlenmesini kolaylaştırmak, daha kolay tohum yatağı hazırlamak, bitki ve atıkları üzerindeki olası hastalık etmenlerini yok etmek ve yabancı ot ve haşereleri ortadan kaldırmak gibi nedenlerden dolayı çiftçilerin anız yaktığını anlattı.
Denli, "Toprak çeşitli kaya ve minerallerin fiziksel, kimyasal ayrışması sonucu meydana gelen bünyesinde organik ve inorganik maddelerin yanı sıra hava, su ve canlı organizma bulunduran farklı katmanlardan meydana gelmiş doğal canlı bir örtüdür. Yerkabuğu üzerinde bulunan toprak tabakası birkaç santimden 2-3 metreye kadar olabilir. Toprağın üst tabakası yani toprağın işlendiği ve tarımın yapıldığı kısım, humusça zengin, bitki ve diğer canlıların beslenmesinde gerekli temel besinleri bünyesinde barındıran
bir karışımdır.
Birbirinden farklı canlıların varlığının sonucunda doğal dengenin oluştuğunu, doğada ekolojik önemi olan maddelerin belli bir döngü içerisinde birbirine dönüşerek şekil değiştirmesinin de doğal dengenin temel esasları olarak kabul edilir. Birbirine dönüşen bu maddeler, sürekli olarak canlılar tarafından yeniden kullanılır. Toprağın içerdiği organik maddenin kaynağının esası da bu söz konusu dönüşümlerin bir sonucu olarak meydana gelir. Toprak yüzeyinde bulunan mikroorganizmalar yüzeydeki bitki
atıklarını humus adı verilen besin maddesi kaynağına dönüştürerek toprağı organik maddece zenginleştirir. Bu da bir sonraki dönemde ekimi yapılacak bitkiye hazır besin maddesi kaynağı sunmaktadır" dedi.
''Toprak verimliliğinin düşmesi bir sonraki yıl yapılacak üretimde daha fazla gübre kullanılmasına neden olarak üretim maliyetini artırmakta ve toprak kalitesini düşürmektedir'' ifadelerini kullanan Denli, anız yakma, toprak yüzeyinde bulunan ve bitkileri besleyen temel besin kaynağının yok olması, organik maddenin topraktan uzaklaşmasından dolayı toprağın fakirleşmesi, yararlı mikroorganizmaların ortadan kalkması nedeniyle de doğal döngü ve ekolojik dengenin bozulması gibi sonuçları beraberinde
getirdiğini vurguladı.
Muzaffer Denli, "Toprağın üst yüzeyinde bulunan organik maddeler aynı zamanda yağmur sularının emilmesini sağlayarak toprakta kümeleşmeyi engeller ve erozyonla toprak kaybını en aza indirir. Anız yakmanın diğer önemli bir sonucu da orman yangınlarına sebep olması ve anızla birlikte diğer komşu tarla ve bahçelerin de yanmasıdır. Anız yakma sonucu meydana gelen gazlar ise çevreyi önemli düzeyde kirletmektedir" diye konuştu.
Anız yakmanın tarıma, çevreye etkileri konusunda bilgi veren Denli, hukuki yaptırımlar konusunda da şu noktalara dikkat çekti:
"Ülkemizde yürürlükte olan 2872 sayılı Çevre Kanunu ile hukuken suç kapsamına alınarak anız yakma fiili kesinlikle yasaklanmış olup yakanlar hakkında kanuni işlem yapılması öngörüldüğü halde, ilgili kanunda yer alan cezaların uygulanmasındaki aksaklıklar ve ceza miktarının caydırıcı olmaması nedeniyle anız yakmanın pek önüne geçilemiyor."
Yapılacak yeni kanuni düzenleme ve uygulamaların yanında, çiftçilerin bilinçlendirilmesinin zorunlu hale geldiği ve anız yakmanın toprağı verimsizleştirerek bir sonraki ekimlerde üretim maliyetini artıracağı bilincine varılması gerektiği ifade eden Yrd. Doç. Dr. Denli, çiftçilerin anız yakma nedenleri göz önüne alınarak geliştirilecek tarımsal yöntem ve uygulamaların sorunun çözümüne büyük katkılar sağlayacağını bildirdi.
Son olarak yapılması gerekenler konusunda çözüm önerileri sunan Yrd. Doç. Dr. Denli, "Başta valilik ve kaymakamlıklar, suç kapsamında olan bu olayın takipçisi olarak ilgili kanunun gereğini yerine getirmeli, anız yakanlarla birlikte tarla sahipleri de sorumlu tutulmalı, para ve hapis cezası ağırlaştırılmalıdır.Tarım il ve ilçe müdürlükleri, ziraat fakülteleri, Çevre ve Orman İl Müdürlüğü tarafından eğitim verilerek bilinçlendirme yapılmalı. Çiftçilerin topraklarındaki anızı yakmaması için ek ödeme, ödül
veya toprak koruma primi gibi birtakım teşvikler ile ikna edilmesi gerekir. Gerekirse anızı tarladan uzaklaştıracak alet ekipman yardımı yapılarak toprak yüzeyinde bulunan anız toplanarak değerlendirilebilir" şeklinde konuştu.
| Yorum Yaz |
Yazdırılabilir Sayfa |
Word'e Aktar |
Arkadaşlarına Gönder
| 
Yorum Yaz | Facebook'ta Paylaş |
YAZARLAR
 |
EN SON HABERLER
İletişim | Yazar Girişi | Kullanım Şartları ve Gizlilik | Sitene Ekle |